Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. | Open Subtitles | ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً |
Kafamı o kadar sert vurdum ki, gerçekten çizgi kuşlar gördüm. | Open Subtitles | لقد ضربت رأسي بقوة جداً لدرجة أنني رأيت عصافير رسوم متحركة |
Ben bu adamı vurdum! | Open Subtitles | طلقتي الأولي قتلت هذا الرجل في هذا المكان |
Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. Bilerek yaptım. | Open Subtitles | مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد |
Onları vurdum. CA: Peki, bunun etkili yanı nedir? | TED | لقد أصبته . كريس : ماذا كان تأثير ذلك ؟ |
Kadını vurdum! Çamaşır ipine nişan almıştım. | Open Subtitles | لقد أصبت تلك السيدة حاولت أن أصيب طرف ملابسها |
Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. | Open Subtitles | ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً |
Biraz daha az hızlı olabilirdim lan. Direk dişe vurdum. | Open Subtitles | ربما كنت سريع أكثر من اللازم , ضربته في أسنانه |
Yüzüne vurdum, izi kolay kolay geçmez. | Open Subtitles | أنا غير متأكد ، ولكننى ضربته بوجهه علامة لن يتخلص منها سريعاً |
Birinin yumruğuna çene vurdum, ötekinin dizine de burnumla. | Open Subtitles | قمت بنهش ذقنى للشاب الاول و ضربت احدهم بركبتى فى انفه |
Botswana İngilizlerin elindeyken, babama hakaretten bir polise vurdum. | Open Subtitles | عندما ينتمي بوتسوانا للبريطانيين، أنا ضربت شرطي بتهمة إهانة والدي. |
Sen delirdin mi? Hedefimi vurdum. Ben bu işte yokum artık! | Open Subtitles | هل انت مجنون لقد قتلت احدهم، انا خارج هذه المهمه |
Masum bir adamı vurdum, nasıl olmamı beklersin? | Open Subtitles | لقد قتلت رجلاً بريئاً هل يزودك هذا بالأفكار؟ |
Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. Bilerek yaptım. | Open Subtitles | مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد |
Bir keresinde sırf ölürken izlemek için bir adamı vurdum. | Open Subtitles | إحدى المرات أطلقت النار على رجل لمجرد مشاهدته وهو يموت |
Tüfeğimi doğrulttum ve onu iki gözünün tam ortasından vurdum. | Open Subtitles | ألتقطت بندقيتى وأطلقت عليه أصبته بين عينيه مباشرة |
Bir atis yapabildim ve onu basindan vurdum. | Open Subtitles | و تمكنت من إطلاق طلقة واحدة و أصبته في الرأس |
- Pisliklerden ikisini vurdum. - Ben de birini. | Open Subtitles | لقد أصبت اثنين من هؤلاء الملاعين لقد أصبت واحد |
-Hayır. Hayalarının olması gereken yerdeki boş torbaya vurdum. | Open Subtitles | لقد ضربتك في المنظقة السمينة حيث إعتادت خصيتاك أن تكون |
Evet, biraz gergindim, fakat tam iki gözünün arasından vurdum, ve bilmeni isterim ki o gözler arasında fazla mesafe yok. | Open Subtitles | نعم، لقد كنت ،متوتراً قليلاً ولكنني نلت منه مباشرةً بين عينيه وأقول لكِ، لا توجد مساحة كبيرة بين هاتين العينين |
O kara kutuya neredeyse yüz kere vurdum ama çatlamadı bile. | Open Subtitles | لقد صدمت هذا الصندوق الأسود مئة مره و لم يخذش حتي |
Sanıyorum, yeterince tatmin olmamıştım bu yüzden boynuna keskin tarafıyla bir daha vurdum derine inip, kafasını uçuruverdi. | Open Subtitles | واحسب ان ذلك لم يشفي غليلي لذا ضربته ثانية على رقبته من الطرف الحاد المصقول واقتربت من قطع راسه كليا قتلته |
Seni tutan uçan şeyi vurdum, ...ve bacağındaki kurşunu çıkardım. | Open Subtitles | لقد أرديت ذلك الشيء الطائر الذي كان يحتجزك وكذلك أخرجت رصاصة من ساقك |
Benim yaptıklarımdan dolayı onun acı çekmesini istemiyordum. Ben de onu vurdum. | Open Subtitles | . لم أستطع أن أجعلها تتحمل عواقب مااقترفتُه . لذلك أرديته قتيلاً |
Topa bir vurdum çatıya gitti. Almaya gittim. Birileri zar atıyordu. | Open Subtitles | ضربتها إلى السطح مرة ذهبت لأستعيدها, كانت هناك مباراة تُلعب |
Bacağından vurdum, ve bu ömrüm boyunca yaşamak zorunda olduğum bir şey. | Open Subtitles | ضَربتُ ساقَكَ ، وذلك شيءُ يؤلمني و سَيبقى يعَيْش معي لبقية حياتي |
Benimle sevişmeye çalıştı ve onu vurdum. | Open Subtitles | لقد حاول ان يعتدى علىّ, ولذا اطلقت النار عليه |