Eyalet Savcılık bürosundan Andrew Wiley adında birini tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين أحداً يدعى أندرو وايلي من مكتب المدعي العام؟ |
Gözünüzü Kehinde Wiley'in ya da Favianna Rodriguez'in eserlerine kenetleyin. | TED | حدق في فن كهيندا وايلي أو فافيانا رودريغيز. |
Wiley Üniversitesi'nin 360 üyesinden sadece 45'i bugün münazara takımının denemelerine geldi. Bu 45 kişiden sadece ve sadece 4 kişi as takımda bulunmaya hak kazanacak. | Open Subtitles | من بين 360 طالب في جامعة وايلي فقط 45 منكم سيقومون بالتصفيات لفريق المناظرة |
Bu gece Teksas'dan Wiley Üniversitesi ile Harvard arasında tarihi bir münazara yaşanacak. | Open Subtitles | يقدم لك على الهواء مباشرة المناظرة التاريخية الليلة بين جامعة وايلي الصغيرة من مارشال تكساس و فريق مناظرة هارفرد |
Bu tarihi gecede takdire şayan bir takım olan Wiley Üniversitesi'nin değerli öğrencilerini ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. | Open Subtitles | في هذه المناسبة التاريخية, نرحب بالفريق المميز من جامعة وايلي |
Bu yüzden yarınların adına sizlere... Wiley Üniversitesi'nin münazaracılarını takdim ediyorum: | Open Subtitles | لذا بروح المستقبل أقدم لكم اليوم المناظرون من جامعة وايلي |
Wiley Üniversitesi 10 yıl boyunca kimseye yenilmedi. | Open Subtitles | لعشر سنوات, لم يهزم فريق جامعة وايلي للمناظرات |
Ayrıca, Eyalet Savcılığı'nın Andrew Wiley adındaki araştırmacısının gizlice bunu soruşturduğunu duydum. | Open Subtitles | وسمعت أن المدعي العام وظف محققاً يدعى أندرو وايلي للتحقيق في الموضوع بالخفاء. |
Wiley'ye suç teşkil eden bir şey olmadığını söylemeliyim ama sorun şu ki yine de Childs'a söyleyebilir. | Open Subtitles | يجب أن أخبر وايلي أن الأمر ليس جنائياً, لكن المشكلة هي أنه سيخبر تشايلدز بالموضوع في مطلق الأحوال. |
Matan'nın Blake'le olan görüşmesinden bazı şeylerin eksik olduğunu biliyor ve Andrew Wiley'ı tanırım ne olduğunu bulana kadar vazgeçmeyecektir. | Open Subtitles | يعلم أن هناك شيئاً مفقوداً من مقابلة ماتان مع بلايك وأنا أعرف أندرو وايلي. سوف لن يتوقف حتى يعرف ما المفقود. |
Bana araştırmanın tamamlandığı söylenmişti, Bay Wiley. | Open Subtitles | لقد تم إخباري أن التحقيق أغلق, سيد وايلي. |
Çünkü Wiley kendine en büyük acıma partisini veriyor. | Open Subtitles | لأن وايلي وضعت نفسها في حالة من الشفقة واليأس |
Pekâlâ, Wiley'le Melissa burada, Jason'la kalacak. | Open Subtitles | حسناً, وايلي وميليسا ستبقيان هنا مع جاسون |
Wiley Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi arasındaki bu akşamki münazaranın galibi... | Open Subtitles | في مناظرة الليلة بين جامعة هارفرد و جامعة وايلي ... و الفائز هو |
Bay Wiley büyük jüri önünde verdiği ifadeyi yasal olarak paylaşıyordu. | Open Subtitles | يتقاسم السّيد (وايلي) معي قانونياًً شهادته الخاصه أمام "هيئة المحلفين الكبرى" |
Cary, eyalet savcılığından bir araştırmacı, ...Andrew Wiley ile bir sorunumuz var. | Open Subtitles | (كاري)، لدينا مشكله مع (أندرو وايلي) إنه محقّق من مكتب المدعي العام |
Aynı şey gibisin, Wiley Kincaid yeni kitabımın kahramanı. | Open Subtitles | أتعلم ... أتعلم من تشبه تماماً ؟ وايلي كينكيد |
Wiley için Wade'i model alıyorum. | Open Subtitles | أنا أصمم شخصية وايلي بأعمال وايد |
Wiley, onu da getirirsin sanmıştım. | Open Subtitles | وايلي, كنت أتصور بأنك ستحضرينه معكِ |
Şimdi olmaz Wiley. Lütfen. Şimdi olmaz. | Open Subtitles | ليس الآن, وايلي, أرجوك ليس الآن |