| yüksek dozdan her an ölebilir zaten. | Open Subtitles | . أن يموت بجرعة زائدة على أيّة حال |
| Jessica Morris yüksek dozdan öldüğünde otel odasında biri vardı yani. | Open Subtitles | ،حينما توفّيت (جسكا مورس) بجرعة زائدة كان من المؤكد وجود شخص معها في الغرفة |
| yüksek dozdan öldü işte. | Open Subtitles | وإنّها ماتت بجرعة زائدة |
| Bir ara yüksek dozdan öldüğünüze ilişkin bir söylenti çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد كان هناك إشاعات ما بأنّك متّ من جرعة زائدة من الادمان |
| Yani, kurbanımız ezilmeden önce yüksek dozdan ölmüş. | Open Subtitles | إذاً, الضحية مات بسبب جرعة زائدة قبل سحقه |
| yüksek dozdan ölmüş diyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنها ماتت جرّاء جرعة زائدة من المُخدر. |
| Bay Morris, zor geldiğini biliyorum fakat adli tıp kızınızın ölüm sebebini yanlışlıkla yüksek dozdan ölüm olarak belirledi. | Open Subtitles | سيّد (مورِس)، أدرك بأنّ هذا صعب... ولكنّ الطبيب الشرعي استنتج أنّ موت ابنتكَ كان عرضيًّا بجرعة زائدة... |
| - yüksek dozdan öldüğüne inanmak istiyorlar. | Open Subtitles | كلهم يميلون إلى تصديق أنها ماتت نتيجة تناول جرعة زائدة من المُخدر. |
| O çukurda yüksek dozdan öldü, sen de korkup kaçtın. | Open Subtitles | لقد أعطيتها بعض القاذورات لقد أخذت جرعة زائدة ، فغضبت منها |
| Eğer biri Bill Kemble'ın yüksek dozdan nasıl öldüğünü sorarsa "Bunun için endişelenme tedarikçiyi bulduk"! | Open Subtitles | بحيث إذا أي شخص الأسئلة كيف توفي فاتورة Kemble جرعة زائدة ، يمكننا أن نقول "لا تقلق بشأن ذلك ، لقد وجدنا مورد له "! |
| Ailesi yüksek dozdan öldüğünde Julian henüz on üç yaşındaydı. | Open Subtitles | كان جوليان بعمر 13 عندما اخذ جرعة زائدة |
| Grace yüksek dozdan öleli bir seneden fazla oldu. | Open Subtitles | جريس) ماتت بسبب) جرعة زائدة منذ سنة تقريباً |
| Bitirdiğimizi sanmıştım. Bayan Cutler, kızınız yüksek dozdan ölmedi. | Open Subtitles | سيدة (كاتلر) أبنتك لم تمت بجعل جرعة زائدة |