Zorundayız çünkü uygun altyapı ve hizmetin yayılmasını garantiye almak ve uygun fiyata ulaşılabilir hâle getirmek sadece kolay yapılabilir değil, aynı zamanda yüz yıllık bir sıçramanın temel taşıdır. | TED | يجب علينا إصلاح هذا لأن توفير اتصال واسع الانتشار وفي المتناول بالخدمات والبنى التحتية البسيطة ليس من الكماليات: إنه أمر أساسي من أجل تحقيق قفزة المائة عام. |
Afrika'nın yüz yıllık sıçrayışı; Afrikalıların fikir üretmek için yaratıcılığı desteklemelere, ayrıca açık sözlülüğü kabul edip yaygın problemlerini çözmek için nereden gelirse gelsin fikirlere açık olmalarına ihtiyaç duyacak. | TED | إن تحقيق قفزة المائة عام بأفريقيا يستلزم استحضار الأفارقة للإبداع من أجل توليد الأفكار وإيجاد الانفتاح لتقبل والتكيف مع الأفكار من أي مكان آخر في العالم من أجل حل مشاكلنا المستفحلة. |
Üç yüz yıllık cadı avında 50.000 kadın yakalandı ve kazığa bağlanıp diri diri yakıldı. | Open Subtitles | .. خلال ثلاث قرون من صيد الساحرات خمسون ألف إمراة اعتقلن .. وأحرقن أحياء على الوتد |
Üç yüz yıllık cadı avında 50.000 kadın yakalandı ve kazığa bağlanıp diri diri yakıldı. | Open Subtitles | وفى غضون ثلاثة قرون من مطاردة الساحرات تم أسر 5000 إمرأه وحُرقوا أحياء على الخازوق |
Seni yüz yıllık yılan şarabı satılan yere götürmemi ister misin? | Open Subtitles | أو هل ترغب في ان اعرّفك على نبيذ سم افعى عمره مئة سنة ؟ |
Yeni bir güneş çevresindeki yepyeni bir dünya için en iyi ve zeki Mormonlarınızı yüz yıllık bir yolculuğa göndermek üzeresiniz. | Open Subtitles | أنتم على وشك إرسال أفضل مواطنيكم في رحلة تستغرق مائة عام لعالم جديد بجوار شمس جديدة |
Bu gerçek. En azından yüz yıllık. | Open Subtitles | إنها حقيقية على الأقل عمرها قرن |
O zaman zannımca son yüz yıllık ıstırabı ve savaşı hayal etmiş olmalıyım. | Open Subtitles | إذاً لا بد أنني كنت أتخيل آخر 100 عام من الحرب و المعاناة |
Beş yüz yıllık kadim İrlanda çamuru Finn'in yatağının her yerine damlıyor. | Open Subtitles | خمسمائة سنة مِـن الأوحـال الإيرلندية القديمة تُـقطر في جميع أنحاء فراش "فـين". |
Şeytan anneme karşı beslediğim yüz yıllık öfkemi bir kenara koyup beni büyütmesine izin verdiği iblisi yenmek için bir araya mı geleyim? | Open Subtitles | هل أنا على التخلي عن قرون من الكراهية لبلدي الأم الشريرة من أجل الانضمام لها في سيتفوق شيطان جدا |
Dört yüz yıllık sabır nihayet sonuca ulaştı. | Open Subtitles | اربعة قرون من الصبر والتضحية قد انتهت |
yüz yıllık utanç bitecek. | Open Subtitles | بعد قرون من العار |
İlk gün martinileri yüz yıllık bir gelenektir ve memnun etmeye istekli üniversiteli erkekler de öyle. | Open Subtitles | كأس المارتيني الافتتاحي يمثل تقليد يعود الى مئة سنة كذلك هم شباب الجامعة المتلهفون للارضاء |
Yepyeni bir dünya için en iyi ve zeki Mormonlarınızı yüz yıllık bir yolculuğa göndermek üzeresiniz. | Open Subtitles | انت على وشك أن ترسل أفضل وألمع المورمون في رحلة مئة سنة إلى عالم جديد. |
Toplamda yüz yıllık savaş deneyimleri var hepsinin. | Open Subtitles | تحتاج إلى مئة سنة لتحصل على الخبرة |
Zeki insanların yüz yıllık rüyalarını elimizde tutuyoruz. | Open Subtitles | ... فبيدنا الآن مائة عام من أحلام الرجل العبقري |
Zeki insanların yüz yıllık rüyalarını elimizde tutuyoruz. | Open Subtitles | ... فبيدنا الآن مائة عام من أحلام الرجل العبقري |
- yüz yıllık dans kostümleri. | Open Subtitles | عباءات راقصه عمرها مائة عام |
Ingrid, kimsenin yüz yıllık bir fotoğrafa bakıp da senin yeniden doğmana sebep olan kadim bir lanete maruz kalmış bir cadı olduğunu düşüneceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | إنجريد) لا اعتقد ان أحد) سيشاهد تلك اللوحه التى عمرها قرن ويقرر أن ذلك يعنى أنكِ ساحرة |
Belki beş yüz yıllık akılcı insan merkezli düşünceyi, 18 dakikalık bir konuşmada silip atamayız. | TED | ربما لا نستطيع محو 500 عام من الفكر الإنساني الراشد في محادثة واحدة 18 دقيقة. |
3 bin 5 yüz yıllık sabır. | Open Subtitles | ثلاثة آلاف، خمسمائة سنة المريض. |