Daha az konuşursa onu daha çok seversin diye düşündüm. Bu yüzden onu düzelttim. | Open Subtitles | اعتقدت أنك ستحبينـه أكثـر إذا تحدث أقـل بقليـل , لذا قمت بتعديلـه |
"Benden başka kimse ona sahip olmamalı, bu yüzden onu yok ettim. | Open Subtitles | لا أحد يجب ان يحصل عليه، الا أنا لذا قمت بتدميره |
Ama kötülüğün hakimiyetinde değil, o yüzden onu öldüremem. | Open Subtitles | لكنه لم بستطيع التحكم به، لذا لا يمكنني قتله |
Ben de keyif alıyorum, o yüzden onu suçlayamam. | Open Subtitles | "أنا أيضًا أستمتع بالقتال، لذا لا يمكنني لومه" |
"O yüzden onu, seninle başladığımız yere götürüyorum." | Open Subtitles | لم ترى أيرلندا أبداً, لذلك سوف أخذها إلى حيث بدئنا انا وأنت. |
Biraz dinlenmeye ihtiyacı var bu yüzden onu bir süre burada tutmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا .. هو بحاجة لبعض الراحه لذلك سوف يبقى هنا لفتره |
Sen onu bana bir bok gibi gösterdin ve ben de bu yüzden onu tuttum. | Open Subtitles | انه يبيع لي الهراء وهذا هو السبب في أنني استأجرته. |
Sen onu bana bir bok gibi gösterdin ve ben de bu yüzden onu tuttum. | Open Subtitles | انه يبيع لي الهراء وهذا هو السبب في أنني استأجرته. |
Bulacak olurlarsa onları kimse durduramaz. O yüzden onu önce sen bulmalısın. | Open Subtitles | وإن وجدوه، فلا يمكن ردعهم، لهذا يجب أن تجديه أنتِ أولاً. |
O çocuk yıldız olacak. Bu yüzden onu almazlar. | Open Subtitles | ـ ذلك الفتى نجم في تطور التقدم ـ ولهذا السبب لم يحدث أبداً |
Bir partide rastladım ona, ...ve çok yalnız hissediyordum, o yüzden onu eve götürdüm. | Open Subtitles | حسناً، ذهبت عندها في حفلة شواء وكنت أشعر بالوحدة، لذا قمت بأخذها للبيت |
Hep burada kalmasının biraz haksızlık olabileceğini düşündüm ve sen de yatıya kalamıyordun bu yüzden onu öldürdüm. | Open Subtitles | حسناً، ظننت أنه من غير العادل أنها تتواجد هنا دوماً و أنت لا تحصل على فرصة للبقاء هنا، لذا .. قمت بقتلها |
O yüzden onu alamam. | Open Subtitles | لذا لا يمكنني أخذُها للبيت. |
Katherine telefonuma şifre koymuş o yüzden onu kullanamıyorum. | Open Subtitles | (كاثرين) وضعت قنّ مرور على هاتفي، لذا لا يمكنني استخدامه. |
Kafeste olan o, bu yüzden onu halledeceğim. | Open Subtitles | أنه الوحيد الذي داخل القفص لذلك سوف أخذه |
Bu yüzden onu çok sevdiğimi söylemem... | Open Subtitles | - حسنا. لذلك سوف يكون مفاجئا لك |
- Evet. Bu yüzden onu asla terk edemem. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني لا أستطيع أبداً أن أتركها |
Bu yüzden onu Sean için seçtim. | Open Subtitles | حسنا، هذا هو السبب في أنني التقطت لها لشون، |
Eğer onu bulurlarsa onları durduracak hiçbir şey kalmaz bu yüzden onu ilk önce sen bulmalısın. | Open Subtitles | وإن وجدوه، فلا يمكن ردعهم، لهذا يجب أن تجديه أنتِ أولاً. |
Hız Gücü'nde. O yüzden onu sadece hızcılar görebiliyor. | Open Subtitles | إنه في قوة السرعة لهذا السبب لم يتمكن سوى المتسارعين من رؤيته |