Araştırmacılar yüzyılı aşkın bir süredir kanserle savaşmanın bir yolu olarak immün sistemini araştırmaktalar ve kanser aşıları ne yazık ki hayal kırıklığı yarattı. | TED | ظل الباحثون لأكثر من قرن يدرسون الجهاز المناعي كطريقة لمحاربة السرطان وكانت لقاحات السرطان للأسف مُحبِطةِ. |
Ben yüzyılı aşkın bir süredir buralardayım. Sürekli de kimlik değiştiriyorum. | Open Subtitles | أجيء هنا لأكثر من قرن مرتدية وجه أو آخر. |
Bak, bu resimleri yüzyılı aşkın bir süredir kimse görmedi. | Open Subtitles | اسمع تلك الرسومات لم ترى لإكثر من قرن |
Çünkü modern otomobil yüzlerce, binlerce hatta onbinlerce insanın yüzyılı aşkın çalışmasının bir ürünüdür. | TED | و لكن ﻷن السيارات الحديثة هي منتج أكثر من مائة عام من العمل لعشرات و مئات اﻷلاف من الناس |
yüzyılı aşkın süredir saati asla şaşmadı. | Open Subtitles | محافظة على الوقت بصورة مثالية منذ ما يفوق مائة عام. |
yüzyılı aşkın bir süredir söyleyebileceğimiz kadarıyla. | Open Subtitles | لأكثر من مائة عام بقدر ما يمكننا اخبارك |
Bu çan, yüzyılı aşkın bir süredir burada. | Open Subtitles | هذا الجرس كان هنا منذ أكثر من قرن. |
Evet hiçbir şey 9:15'te uyumaktan daha iyi "Seni bir yüzyılı aşkın zamandır seviyorum." diyemezdi. | Open Subtitles | ماري لويز: أوه، نعم، لا شيء يقول "أنا أحببتكم لأكثر من قرن" |
yüzyılı aşkın süredir, gizem içinde yaşadım. | Open Subtitles | " لأكثر من قرن عِشتُ فى سرّية .. |
yüzyılı aşkın zamandır Yew Tree'deler. | Open Subtitles | إنهم في (يو تري) منذ أكثر من قرن |