Onu birazcık daha bekletmesi gerekiyordu ve bunu kabulleneceğini hiç düşünmemiştim ama yıkılmıştı. | Open Subtitles | تريد الإستمرار بها وقتا أطول ولا اعتقد أنها سوف تعترف لكنها تدمرت نفسياً |
Christa, itirafımı duyunca adeta yıkılmıştı ve diğer kadınlara karşı hiper hassas hale gelmişti. | Open Subtitles | كريستا تدمرت من اعترافي واصبحت شديدة الحساسية تجاه النساء الاخريات |
Kont yıkılmıştı. Sevdiği kadın ona ihanet etmiş, yalan söylemişti. | Open Subtitles | الكونت كان محطماً , المرأة التي أحبها عروسه , خدعته |
Arabada görecektin. yıkılmıştı. | Open Subtitles | كان يجب أن تراه في السيارة، كان محطماً. |
Depremde yıkılmıştı. | Open Subtitles | لقد دُمّر في الزلزال. |
Merkezi merdiven yıkılmıştı. Youpi ise birilerinin yukarı çıkmaya çalışmasını bekliyordu. | Open Subtitles | "دُمّر السلّم المركزيّ على حين يترقّب (يوبي) أيّ أحدٍ ما زال يودّ الصعود" |
Jack Kennedy Domuzlar Körfezindeki fiyaskodan sonra yıkılmıştı ve bunun bir fiyasko olduğunu dile getirmişti. | Open Subtitles | كان جاك كينيدي محطمًا جراء الفشل الذريع في خليج الخنازير وكان معترفًا بذلك الفشل |
Bakın, Eva' yı kardeşim gibi severdim ama biraz yıkılmıştı. | Open Subtitles | انا كنت احب ايفا و لكنها كانت محطمة قليلا |
Darwin yıkılmıştı. | Open Subtitles | غدا داروين محطماً. |
Dünyam yıkılmıştı, çok utanıyordum ve kimseyle yüzleşmek istemedim. | Open Subtitles | لقد كنت محطماً و محرجاً، ولم أُرِد أن أواجه أى أحد حسناً,أحذر ماذا يا (دانى)؟ |
Ronnie programı kapatmak zorunda kalınca ikisi de yıkılmıştı. | Open Subtitles | كان على (روني) انهاء الامر، كان كلاهما محطماً. |
Steve'e eski kaleyi göstermek için çıktık ama yıkılmıştı. | Open Subtitles | أتعلمون أنني خرجت كي أري (ستيف) حصننا القديم، لكنه كان محطمًا تمامًا |
Resmen yıkılmıştı. O yüzden kaza yaptı. | Open Subtitles | كانت محطمة هذا كان سبب الحادثة |