Kılıcının ucu yıkımdan kaçmaya çalışan bir kadının ayağına değiyor. | TED | يتلاقى طرف سيفه بقدم امرأة أثناء محاولتها الهرب من الدمار. |
Dua et, içinde enfeksiyonun yarattığı yıkımdan kurtulabilecek kadar insanlık kalmış olsun. | Open Subtitles | لو تبقي جزء كافي ممن هو بشري بها يستطيع النجاه من الدمار الذي يحدث به |
Böylesine geniş bir yıkımdan kurtulabilecek biri. | Open Subtitles | واحد بأمكانه النجاة من مثل هذه الدمار الشامل |
Herhangi bir zamanda Wikipedia mutlak yıkımdan yaklaşık 45 dakika uzakta. | TED | في كل الأوقات، ويكيبيديا تقريباً 45 دقيقة بعيدا عن التدمير التام. |
ABD'ye halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarmak amacıyla borcu geri ödemek için ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد أن تسدد الولايات المتحدة ثمن كلّ الخراب الذي أحدثتموه هنا. |
Hitler'in barış ve ferah için söyledikleri kaybolmuş... ve geriye yıkımdan başka bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | وعود الفيورر عن السلام و الرخاء الإقتصادي دُمِرت و ما تركت شيئاً سوى الدمار |
Bu kadim Kızılderili topraklarını yıkımdan korumak isteyen sıradan bir adamım sadece. | Open Subtitles | انا مجرد رجل يحاول انقاذ ارض الهنود التاريخية من الدمار |
Yaptığın onca şeyden sebep olduğun onca ölüm ve yıkımdan sonra söyleyeceğin herhangi bir şeyi dinler miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | بعدكلّما أقترفته.. بعد كلّ الموت و الدمار الـّذي تسببتَ بهِ أتخال أنـّي قدّ أصغي لكلمة تقولها؟ |
İki Kriptonlunun sebep olduğu yıkımdan bahsediyosun herhalde. | Open Subtitles | أنا أشك بأن المعركة بين الكريبتونيان سوف تجلب مثل هذا الدمار. |
yıkımdan kurtulmuştun çünkü yıkımın sebebi sendin. | Open Subtitles | أنك نجوتِ من الدمار.. لأنك أنتِ من سببه. لا. |
yıkımdan korkan imparatorun askerleri, onu idam etmeye zorlamış. | Open Subtitles | وخوفاً من الدمار الكامل, القـُـواد في جيش الأمبراطور أجبروه على أعدامـها |
Haiti'nin bulunduğu bu enkazdan ve yıkımdan TERA adını verdiğimiz şey çıktı -- Trilogy Acil Durum Müdahale Uygulaması -- o zamandan beri yardım çalışmalarına destek oldu. | TED | من أنقاض هاييتي ومن هذا الدمار خرج للوجود شيء سميناه تيرا TERA -- تطبيق تريلوجي للاستجابة الطارئة -- والذي تم استعماله لدعم جهود المساعدة منذ ذلك الحين. |
Bu yıkımdan yeni bir çağ, yeni bir umut doğdu. | Open Subtitles | من هذا الدمار مشكلا عصرا جديدا... و أملا جديدا |
yıkımdan kurtardığı binalardan birisi. | Open Subtitles | واحد من عدة منازل أنقذها من الدمار. |
İç Savaş'taki yıkımdan sonra. | Open Subtitles | بعد الدمار الذي ألحقته الحرب الأهلية |
Waco and Ruby Ridge'nin ışığı altında terörist faaliyet sonucunda meydana gelen halka açık mekandaki bu feci yıkımdan ve yitirilen hayatlardan mesul olan kişiyi olabildiğince çabuk bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | من الواضح ان روكي و وروبي ريج مكتب المدعي العام يضع علينا المسئولية بسبب الدمار الهائل والخسائر في الارواح التي تعرض لها الجمهور بسبب الإرهاب |
yıkımdan kurtulmuştun çünkü yıkımın sebebi sendin. | Open Subtitles | أنك نجوتِ من الدمار.. كونكِ أنتِ من سببه . . |
yıkımdan sağ kurtulabileceğimiz bir yere gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، علينا الذهاب إلى مكانٍ نكون فيه بمنأىً عن التدمير. |
Sanırım İncil'de yıkımdan önce gurur gelir gibi bir şey yazıyordu. | Open Subtitles | يبدو أنني أتذكر كتابًا جيدًا ... يذكر شيئًا ما عن الفخر القادم قبل التدمير |
Her ne kadar 3. kat yıkımdan kurtulsa da Morel'in Duman Kodesi ile kuşatılmıştı. | Open Subtitles | "ومع ذلك فإنّ الطابق الثالث من البرج المركزيّ نجا من التدمير" "حيث أنّ سجن (مورل) الدخّانيّ خفف عنه الصدمات" |
Benim halkımdı size el uzatan karşılığında ölümden ve yıkımdan gayri bir şey vermediniz onlara. | Open Subtitles | إن قومي ساعدوك وإنك في المقابل أنزلت عليهم الخراب والهلاك |
Baba, bize yıkımdan başka bir şey getirmedi. | Open Subtitles | ..أبي إنه لم يجلب علينا شيئاً سوى الخراب |