Geriye kemiklerinden başka bir şey kalmayana kadar çürüyen teninin üzerine yağmurlar yağacak. | Open Subtitles | المطر سوف يسقط على جثتك المُتعفنة حتي لا يتبقي شيء منك سوى العظام. |
Sezon sonunda, gerçektende yağmur yağmasını istemezsiniz, çünkü yağmurlar ürüne zarar verebilir. | TED | في نهاية الموسم، في الواقع لا تحتاج المطر لأن المطر بعد ذلك يمكن أن يضر المحصول |
Batı Kenya'da 2012 Şubat başında, yağmurlar başladı, erken başladı, yağmurların erken başladığı zamanlar çiftçiler cesaretlidir, çünkü bu genellikle sezonun güzel geçeceği anlamına gelir. | TED | في بداية فبراير 2012 في غرب كينيا بدء المطر، وقد بدء مبكرًا وحين بدء المطر مبكرًا، يحث المزارعين لأنه عادةً يعني أن الموسم سيكون جيدًا |
Yüzeyin altında, güneşten uzakta yağmurlar tekrar başlayana dek. | Open Subtitles | بعيدا عن الشمس الحارقه حتي تبداء دورة الامطار التالية |
Geçen hafta başladı yağmurlar. Kısa yağmurlar başladı ve yağışlar hala devam ediyor. | TED | لتوها هطلت الأمطار الأسبوع الماضي. هطلت أمطار قصيرة الأمد وهي تمطر هناك الآن. |
Ancak yıllık yağmurlar başlayınca sürü parkın dışındaki yerlerden otlanmak için göç etmeye başlıyordu. | TED | ولكن متى بدأ المطر الموسمي يبدأ القطيع في التحرك إلى خارج الحديقة المحمية للبحث عن غذاء |
Öyleyse, niye geldin? Bu yağmurlar beni efkârlandırdı. Birlikte biraz içeriz diye düşündüm. | Open Subtitles | المطر جعلني حزينًا لذا فكرت في تناول شراب معك |
İşte bu yüzden, yağmurlar bastırmadan önce o vadiye ulaşmak zorundayız. | Open Subtitles | لذلك نريد الوصول الى الوادي قبل الشتاء وقبل هطول المطر |
yağmurlar başladığında, karlar eridiğinde üstesinden geleceğiz. | Open Subtitles | عندما يأتى المطر و عندما يذوب الثلج سنتابع طريقنا فوقها |
yağmurlar geldiğinde, iş sabah erken saatlerde devam eder. | Open Subtitles | عندما يهطل المطر ان العمل يستمر حتى ساعات قصيرة |
...oraya geri dönerken yağmurlar başlayacak, böcek ilacıyla da öldürülebiliriz. | Open Subtitles | وعندما نرجع هناك ربما المطر يبدا في التساقط |
Aralıksız yağmurlar, kar ve sis normalde ormanda bulunması gereken önemli mineralleri silip süpürür. | Open Subtitles | المطر الدائم والثلج والضباب تسلب مصادر معادنٍ أساسية تُوجد عادةً في الغابة |
Milyonlarca yıl boyunca gezegen soğurken göletler, göller ve nihayetinde okyanuslarımızı oluşturan yağmurlar yağar. | Open Subtitles | لملايين السنوات، عندما انخفضت الحرارة، انهمر المطر. لتكون بركاً وبحيرات، وفي النهاية محيطاتنا. |
daha ucuzunu bulamazsınız, yağmurlar geldiğinde, emin olun sizi kral ve kraliçelere dönüştürecek. | Open Subtitles | حينها لن تكون رخيصة وعندما يأتي المطر ستجعلكم أغنياء تعرفون هذا |
Gökyüzünden boşalan yağmurlar gibi, kaçınılmaz bir şekilde aniden oluveriyor. | Open Subtitles | مثل سقوط المطر من السماء فهذا يحدث طبيعياً |
Kapalıyız. Buradaki sorun yağmurlar. | Open Subtitles | نحن متوقفين عن العمل المشكلة التي نواجهها هي المطر |
Dünya ekseninin kaymasıyla yağmurlar güneye geçince... bu koca çayırlar kayboldu ve Sahra Çölü... yalnız birkaç yüzyılda Kuzey Afrika'yı boğdu. | Open Subtitles | اختفت المراعي الشاسعه عندما قاد التحول في مدار الارض الامطار جنوبا وفي غضون بعض القرون |
Sahra binlerce yıl önce yeşilken... yağan yağmurlar derinlere sızdı. | Open Subtitles | هطلت الامطار منذ الالاف السنين, عندما كانت الصحراء خضراء وانحدر الى عمق الارض |
Güçlü rüzgarlar, yağmurlar ve dalgaların kıtaların sahil şeridi boyunca göründüğü bildirildi. | Open Subtitles | وتتجه إلى الولايات المتحدة... رياح عاتية، أمطار غزيرة، أمواج ضخمة بالقرب من الشواطىء... |
Unutma, kırlara yağmurlar yağdığında. | Open Subtitles | تذكري ، وقت هطول الأمطار |
Yusufçuklar için bir şey yok. Mevsimlik yağmurlar yok. | TED | لا شيء لهذه اليعاسيب. ولا مزيد من الأمطار الموسمية. |