Doğrusu çok kolaydı, beş yaşında bir çocuk bile tahmin edebilirdi. | Open Subtitles | الأمر كان سهل تماماً. طفل في الخامسه كان يمكنه أن يحزر. |
11 yaşında bir çocuk kafasına sıkmaya çalıştı. | Open Subtitles | فتى في الحادية عشر من عمره حاول ان يتلقه رصاصة. |
4 yaşında bir çocuk tarafından yazılmış mükemmel bir roman var. | Open Subtitles | هناك رواية رائعة جدا مكتوبة من قبل طفل بعمر 4 سنوات. |
Aynı şey değil, sadece on beş yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف كانت مجرد فتاة في الـ15 من عمرها |
İdama mahkum edilen suçlulardan birisi 16 yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | أحد المحكوم عليهم بالاعدام هو صبي في الـ16 من العمر |
Tüm bu çılgınlar, altı yaşında bir çocuk gibi resim yapıyorlar. | Open Subtitles | كل هؤلاء الحمقى الذين يرسمون كـ طفل في السادسة من عمره |
Clara, şu kardeşin sanki beş yaşında bir çocuk gibi. Burada ne yapıyoruz, biliyor musun? | Open Subtitles | أوه كلارا، ذلك الاخ الصغير خاصتك كأنه طفل في الخامسة من عمره |
Ve Casey Jones yetişkin vücuduna hapsolmuş 9 yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | و هاهو كايسي جونز طفل في التاسعة من العمر عالق في جسد رجل راشد |
Carter orta yaş bunalımına girmiş, on yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | كارتر فتى في العاشرة مع ازمة منتصف العمر |
Ulusal Güvenlik Bakanlığı yakamıza yapışmaya çalışıyor ve elimizdeki tek şeyse 17 yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | , الأمن القومي يحاول ايقافنا و كل ما لدينا هو فتى في 17 |
18 yaşında bir çocuk var. Diyalize bağlı yaşıyor ve böbreğe ihtiyacı var ama ailesinden kimsenin böbreği çocuğa uygun değil. | Open Subtitles | هناك فتى في الـ 18 من عمره، يقوم بعملية غسيل الكلى و يحتاج كلية، لكن لم يكن أي من عائلته مطابق له، |
Anuk, Alaska'da tedavi ettiğim 3 yaşında bir çocuk. | TED | أنوك طفل بعمر الثالثة كنت قد عالجته في ألاسكا. |
13 yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | كان من النوع من الأطفال الذي أراد كل طفل بعمر 13 أن يكون مثله |
Bu olayda yangının rolü ne ve altı yaşında bir çocuk nasıl olur da çakmak kullanmayı bilir? | Open Subtitles | كيف يلعب الحريق دوراً بكل هذا ؟ وكيف فتاة في السادسة تعرف كيف إستعمال ولاعة ؟ |
Hatta sonunda, hayatıma 17 yaşında bir çocuk girdiğinde biri okul müdürüne şunu yazdı: | Open Subtitles | حتى أخيراً مع صبي في الـ17 من عمره أحدهم بلّغ المدير |
Yedi yaşında bir çocuk bloğun etrafında bisiklet sürüyormuş. | Open Subtitles | جولات ولد بعمر سبعة سنوات دراجته حول الكتلة. |
Tamam, adil neymiş bakalım. Dün gece 5 yaşında bir çocuk yıkıldı.. | Open Subtitles | حسناً هيا نقيم العدل اليلة الماضية تحطم ... قلب ولد عمره خمس سنوات |
Ben 18 yaşında bir çocuk annesiyim ve oğlum yakında askere yazılacak. | Open Subtitles | أنا أم لشاب في الثامنة عشرة من عمره وسوف يتطوع في الجيش، |
Birkaç dakika içinde bulamazsak altı yaşında bir çocuk ölecek. | Open Subtitles | لأنه إن لم يأتي هنا بعد دقائق سيموت فتى بالسادسة |
Kendinden utanmalısın. Senin yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | يجب أن تخجل من نفسك فتى فى عمرك |
Haklıydın. 30 yaşında bir çocuğum ben. Yakında 50 yaşında bir çocuk olacağım. | Open Subtitles | لقد لعبتها جيدا ، الان أنا طفل فى الثلاثين غدا سأصير طفلا فى الخمسين |
Ünlü bile olmayan 2 yaşında bir çocuk için parti verebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنني يمكنني تحمل طفل يبلغ من العمر عامين وليس مشهور. |
Doğru parça ve talimatla, altı yaşında bir çocuk bile yapabilir. | Open Subtitles | مع الأجزاء الصحيحة و التعليمات ست سنوات من العمر للقيام بذلك |
10 yaşında bir çocuk gruptan ayrılmış balkondan düşüp ölmüş. | Open Subtitles | شخص بعمر العاشر أنفصل عن المجموعة سَقطَ مِنْ شرفة وماتَ |