Evet; en yakın arkadaşına arabanın anahtarlarını veriyorsun yaşlı kadını hastaneye götürmesi için. | Open Subtitles | أجل تعطي مفاتيح سيارتك لصديقك المفضل و تدعه يأخذ السيدة العجوز إلى المستشفى |
Leonard, sana bahsettiğim şu yaşlı kadını öldürmekle suçlanıyor. | Open Subtitles | اٍن ليونارد مشتبه به فى مقتل السيدة العجوز التى قلت لك عنها |
Doğru, yaşlı kadını öldürmek istedim. Dikkati katile çekmek için... | Open Subtitles | المرأة العجوز , هذا صحيح حاولت طعنها بسكين مشابهة |
yaşlı kadını dükkandan çıkarken gördünüz, Bay Bangor. | Open Subtitles | أنت رأيت المرأة العجوز تغادر المحل سيد بانجر |
Geri dönüp yaşlı kadını bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سوف أرجع للمعسكر وأوحاول العثور على المرأه العجوز |
Hayat nehrinde yaprak gibi yüzüp yaşlı kadını öldürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن تعوم مثل ورقة على نهرِ الحياة و نقتل السيدة المسنة |
Belki de yaşlı kadını öldüren budur. | Open Subtitles | حَسناً، لَرُبَّمَا ذلك الذي أصبحَ السيدة الكبيرة السنّ قَتلتْ. |
Işığa doğru koşmamı söyleyen yaşlı kadını gördüm. | Open Subtitles | حتّى أنني رأيت تلك السيدة العجوز التي أخبرتني بأن أتّجه نحو الضوء |
Sana söylediğim şeyi aynen yapacaksın yoksa yaşlı kadını öldürür, kızını da sonsuza kadar zindana kilitlerim. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أو أنني سأقتل السيدة العجوز , و أحبس إبنتك للأبد في الجُبّ هل هذا واضح ؟ |
yaşlı kadını öldürdü çünkü onu tarif etmeye başlamıştı. | Open Subtitles | لقد قام بقتل السيدة العجوز لأنها بدأت بوصفه |
Ya da sadece bu yaşlı kadını şimdi bağlar ve ne istersek alıp gidebiliriz. | Open Subtitles | أو بوسعنا ربط تلك السيدة العجوز و أخذ ما نريد حالاً |
O asker ve yaşlı kadının bir fotoğrafını çektim kamerayı indirdim bu yaşlı kadını kollarımla kaptım sanki çocuk arabasından düşen bir oyuncak bebek gibiydi. | Open Subtitles | صورت المرأة والجندي ثم وضعت كاميرتي جانبا وضعت الكاميرا وحملت المرأة العجوز وكانت مثل الخرقة |
yaşlı kadını henüz ikna edemedik. | Open Subtitles | لم نُخرج تلك المرأة العجوز بعد |
O yaşlı kadını yeterince bıktırdın! | Open Subtitles | لقد ضايقتِ تلك المرأة العجوز بِما يكفى. |
Ormanda yine gördük onu. yaşlı kadını. | Open Subtitles | شاهدناها بالغابة مرة اخرى المرأة العجوز |
İyi, yaşlı kadını getirin. Zaten ölmek üzere. | Open Subtitles | جيد, قيد المرأه العجوز .انها عمليا ميته, على اى حال |
yaşlı kadını duydun. | Open Subtitles | لقد سمعتى المرأه العجوز |
Kandırmaca falan değil. Trent partide o yaşlı kadını ellediğini söyledi. | Open Subtitles | بلا خدع، فـ ترنت أخبرني أنكَ قمتَ بتحسس تلكَ السيدة المسنة في تلكَ الحفلة |
Bu büyük yaşlı kadını senin kuklalarından birine dönüştürmene izin veremem! | Open Subtitles | أنا لن أتركك تدور هذه السيدة الكبيرة إلى أحد Bimbosك! |
Araba tamircisi, o yaşlı kadını kazıklıyordu. | Open Subtitles | تعرضت تلك العجوز للإحتيال من الميكانيكي الخاص بها |
Geçen sene vurulan yaşlı kadını hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تذكرين العجوز التي أُطلق عليها النار العام الماضي؟ |
Neden o yaşlı kadını sandalyeye bağladın? | Open Subtitles | لماذا تقيدون هذه الإمرأة العجوز بذلك الكرسي؟ (لقد خطفت (أم صديقي |
Toby! yaşlı kadını Dışarı At! | Open Subtitles | توبي , إرمي هذه العجوز بالخارج |
Doğru. Cinnet'teki pörsümüş yaşlı kadını da kabul ederdim, ama muhtemelen en kötüsü Kathy Bates. | Open Subtitles | صحيح، سأقبل كذلك بتعفن امرأة مسنة في ذي شايننغ |