Bunun anlamı şudur, dişi katil balina yaşlandıkça ailesinin büyük bir bölümünü çocukları ve torunları oluşturur, daha uzak akrabalarsa ölür. | TED | هذا يعني أنه كلما كبرت أنثى الحوت القاتل فإن نسبة أكبر من عائلتها تتكون من أطفالها وأحفادها بينما يموت الأقارب البعيدون. |
yaşlandıkça, tüm bu hatalar kendi içinde yığılmaya başlar. | Open Subtitles | عندما تكبر فى السن كل هذة الاخطاء تؤنبك من داخلك |
Biz genellikle yaşlandıkça gençken olan arzularımızı kaybettiğimizi düşünürüz. | TED | نعتقد في غالب الأحيان إنّه مع تقدم العمر نفقد رغباتنا التي ارتبطت بمرحلة الشباب. |
İlk olarak, haklısınız bizler yaşlandıkça değişim sürecimiz yavaşlıyor, ikinci olarak ise, haksızsınız, çünkü bu yavaşlama düşündüğünüz oranda gerçekleşmiyor. | TED | أولًا، أنت محق، التغيير يتباطأ كلما كبرنا في العمر، ولكن ثانيًا، أنت مخطئ، لأنه لا يتباطأ بقدر ما نحن نعتقد. |
Senin gibi yaşlandıkça, aşkı düşünmeye başlarım. | Open Subtitles | بعمرك واكون اكبر عندما الحب فى التفكير سابدا |
Bunun yanında, yaşlandıkça daha zayıf hale geliyor olmamız da yadsınamaz bir gerçek. Bu durumda, daha önceden yapabildiklerimizi, yapamaz hale geliyoruz. | TED | والأشد من ذلك هو مع ازديادنا في العمر نصبح أضعف ولا نستطيع القيام بالمهام التي كنا نفعلها من قبل |
Bugün en pahalı hastalık o ve masrafların 1946-64 doğumlu nesil yaşlandıkça 2050'de beş katına çıkacağı tahmin ediliyor. | TED | واليوم هو أكثر الأمراض تكلفة، ومتوقع أن تتضاعف تكلفته خمس مرات في 2050 حينما يكبر جيل الخمسينيات. |
Tek hoşlandığım yanın Link, yaşlandıkça daha da tatlı oluyorsun. | Open Subtitles | ما يعجبني بشانك "لينك" انك كلما كبرت كلما صرت افضل |
yaşlandıkça sana takip ettirecekleri kurallar da artacaktır. | Open Subtitles | كلما كبرت ، كلما كثرت القواعد التي يريدونك أن تتبعها |
Araba hariç. yaşlandıkça araçları da o kadar büyür. | Open Subtitles | فيما عدا السيارة، كلما كبروا، كلما كبرت سياراتهم |
Neden kadınlar yaşlandıkça saçları kısalır ve mücevherleri irileşir? | Open Subtitles | لماذا عندما تكبر النساء ... يقصر شعرها وتكبر مجوهراتها؟ |
yaşlandıkça oluyor bunlar, anlamıyorsun. Birden kaçıp gidiyor. | Open Subtitles | هذا يحدث عندما تكبر هي فقط تنسل |
Yaşlandırma programı, insanların yaşlandıkça görsel olarak nasıl değiştiklerini gösteren bir yazılımdır. | Open Subtitles | يستخدم برنامج تقدم العمر نمذجة متطورة للتنبأ بالتغيرات المرئية في الشخص عندما يكبرون |
yaşlandıkça daha iyi oluyorsunuz, ama garip bir şekilde bu veri setindeki zirve performansı yakalamanız, 30'lu yaşların sonunu ve 40'lı yaşların başını buluyor. | TED | و كلما تقدم العمر تصبح أفضل، و لكن المثير للإهتمام، أنك لا تصل قمة الأداء في مجموعة البيانات هذه إلا عندما تصل أواخر الثلاثينات و بداية الأربعينيات من العمر. |
Bu doğal bir süreç, ama biz yaşlandıkça kayboluyor. | TED | إنها عملية طبيعية ولكن يتم فقدانها كلما كبرنا |
Dünyada yaşlandıkça yukarılara tırmanman lazım, sana bu bildiri gelmedi mi? | Open Subtitles | يفترض أن تكون بمكانة رفيعة بعمرك هذا، أم أنّك لم تسمع بهذا الأمر؟ |
bizlerin normalde yapabileceğimiz işlerde görev almalarından bahsediyorum. Çünkü bu işlerin yürütülmesi, yaşlandıkça daha da zor hale geliyor. | TED | بل أعني أن الروبوتات تقوم بالأعمال التي نفعلها عادة لأنفسنا ولكنها تزداد صعوبة مع تقدمنا في العمر |
Babası yaşlandıkça Anna ve kocası, imparatorluk görevlerinde ailesine yardımcı oluyorlardı. | TED | بما أن والدها بدأ يكبر في السن، ساعدت آنا وزوجها والديها مع واجباتهم الإمبراطورية. |
yaşlandıkça, daha fazla sıcak su içmek istiyorum. | Open Subtitles | كلما كبرت بالسن كلما أحببت مذاق المياه الساخنة |
Nedense yaşlandıkça yumuşuyorum. | Open Subtitles | أجد أننى كلما كبرت في العمر كلما زاد عطائي |
Hayat işte. yaşlandıkça hepimiz daha temkinli oluruz. | Open Subtitles | كلنا أصبحْ حذرَ أكثر قليلاً كما نَتقدّمُ في السنَّ. |
yaşlandıkça yumuşuyor musun? | Open Subtitles | هل ستكون لطيفاً في شيخوختك ؟ |
Güvenebileceğim küçük şeyler, yaşlandıkça benim için daha çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}أشياء صغيرة أستطيعُ الإعتماد عليها أكثر و أكثر كلّما كبرت. |
Zor olan yaşlandıkça kafalarının karışması. | Open Subtitles | يشقّ التقدم بالعمر و زيادة التشوش مع زيادة الأبتذال. |
İnsan yaşlandıkça saygınlık kisvesi ve rahatsız edici gerçeklerle yüzleşir. | TED | مع التقدم في السن يأتي الإحترام ومجموعة من الحقائق غير المريحه |