"yaşlanmış" - Traduction Turc en Arabe

• شاخ
• عجوزاً
• عجوزا
• عجوزة
• بالشيخوخة
• بكبر السن

Bob Maples içmeye devam etti, ve on yıl daha yaşlanmış gibi görünüyor.
استمر "بوب مابلس" في معاقرة الشراب، وبدا أنه شاخ عشرة أعوام.

Annem ne kadar da yaşlanmış...
... وجه أمي شاخ كثيراً

Oldukça yaşlanmış olmalı.
ربما ستكون عجوزاً للغاية، المسكينة.

Amcam Anthony ölünceye kadar, ben çoktan yaşlanmış olacağım.
"عندما يتوفى عمي "انثوني سوف اكون عجوزاً

yaşlanmış, mavi saçlarımla İstanbul'da dolaşırken köşeyi döndüğümde karşımda beliriverirsen hiç şaşırmam.
لو صرت عجوزا زرقاء الشعر في ركن ما من اسطنبول، لن أندهش لو وجدتك هناك

Bugün, metroda, bir adam benimle konuşmaya kalktı. Benimle! İyice yaşlanmış bir kadınla!
اليوم, في المترو رجلا تحادث معيانابالرغماني عجوزة.

En azından asla yaşlanmış, sevilmemiş ve istenmemiş hissetmem.
على الأقل ، لن أشعر بالشيخوخة ، أو بعدم المحبة ، أو بأن أكون غير مرغوبة

Onlarla denize açılınca insan yaşlanmış hissediyor.
الإبحار معهم يجعلك تشعر بكبر السن

İncinmiş ve yaşlanmış.
... لقد شاخ وأصيب

Birileri yaşlanmış.
أحد ما شاخ

Oğlum ya da kızım üniversiteden mezun oluncaya kadar yaşlanmış olurum ve muhtemelen onunla kayağa bile gidemem.
بحلول وقت تخرج ابني أو ابنتي من الكلية، سأكون عجوزاً وسيكونان... الأرجح أنني سأكون عاجزاً عن الذهاب للتزلج معهما.

Vay be. Bay Winslow çok yaşlanmış.
واو، السيّد (وينزلو) أصبح عجوزاً

Birgün yapraklar tersine döndüğünde... ve Ay, peynir topakları gibi paramparça olduğunda... ben de yaşlanmış olacağım.
يوما ما حينما تصفرّ الأوراق ،وينقسم القمر إلى قطع صغيرة سأصبح عجوزا

Seni bir gün uyandığında yaşlanmış, sinirden kudurmuş ve düşüncelere dalmış görmek istemiyorum.
لا أريد رؤيتك تستيقظ يوما عجوزا وغاضبا

Usta yaşlanmış olmalı.
المعلم عجوزا جدا

Bu karakter, özgüven eksikliğinin onu, içinde yaşlanmış ve yalnız bir şekilde ve doğru düzgün bir çantaya bile sahip olamadan öleceği bir hücreye
الشخصية عبارة عن مختبرة منتجات عديمة الثقة بنفسها تحصر نفسها في مكتبها الحزين حيث تموت عجوزة ووحيدة

Christy teyze, kulağa biraz yaşlanmış gibi geliyor. Anneme benziyorsun.
مرحبآ ، ناديني بي (كرستي)، العمة (كريستي)تشعرني باني عجوزة

Çok yaşlanmış ve yavaşlamıştı Skeeter.
أصبحت عجوزة وبطيئة، (سكيتر).

Sadece etrafında olmakla kendimi yaşlanmış hissediyorum.
مجرد التسكع معه جعلني أشعر بالشيخوخة

- Kendimi yaşlanmış hissediyorum.
- أشعر بكبر السن