Biliyor musun, babam bana bunlardan birini verdi ben sadece yaşlarında idi. | Open Subtitles | تعلمون، أعطى والدي لي واحد من هذه عندما كنت فقط عن عمرك. |
Sadece herhangi bir nüfus gibi ... ... birçok insanın 70 veya 80 yaşlarında yaşamakta, ... ... ama bazıları 90 veya 100 yaşında da yaşamakta. | TED | وكأي تعداد سُكاني يعيش معظم الاشخاص بين عمر 70 أو 80, لكن بعظهم يعيش ليصل الى 90 أو 100 |
Elimizde beyaz, 30 yaşlarında, dördüncü katta intihara teşebbüs eden biri var. | Open Subtitles | حسناً. لدينا ذكر أبيض، في ثلاثينات العمر يهدّد بالإنتحار من الطابق الرابع. |
Bir çocuk, 24 yaşlarında zayıf, siyah saçlı, asker tıraşlı. | Open Subtitles | فتى، ربما بعمر 24 سنة، نحيف، شعر أسود، قصة قصيرة. |
15 yaşlarında tutuklandılar ve suçlamalar 29 yıl sonra düştü. | TED | تم اعتقالهم في سن 15، وأسقطت إدانتهم بعد 29 سنة. |
Ölü bir kadının kimliğini saptamaya çalışıyorum, senin yaşlarında bir kadın. | Open Subtitles | ..أنا أحاول تحديد هوية امرأة متوفية امرأة بعمرك |
Küçük bir çocukmuş, hemen hemen senin ölçülerinde ve senin yaşlarında. | Open Subtitles | لقد كـان طفلاً صغيراً، في مثـل حجمك، في مثـل عمرك |
Belki kendi yaşlarında birisiyle uğraşmak istersin. | Open Subtitles | ربما تريد أن تجرب ذلك مع شخص في مثل عمرك. |
Senin yaşlarında, daha yaşlı bir adamı çok çekici bulabilirsin... fakat O, senin kadar saf değildir. | Open Subtitles | في مثل عمرك يمكنك أن تهبطي لــ رجل مسن نوعاً ما لكنّه ليس بسيط مثلك |
zamanla arttığını ve 10-14 yaşlarında zirveye ulaştığını ortaya koydu. | TED | ويزداد هذا التفاوت والنظرة مع مرور الوقت ويصلُ ذروته عندما يكون عمر الفتيات بين 10 إلى 14 عام. |
İşte üç-dört-beş yaşlarında ticari cinsel istismar için satılmış bu çocukların fotoğraflarını görüyorsunuz. | TED | ترون هنا صور لأطفال في عمر الثالثة , و الرابعة , والخامسة الذين توجر بهم لتجارة الإستغلال الجنسي |
Bu çocuklar, 8, 9 ve 10 yaşlarında ancak 70 yaşında hatta daha yaşlı bir insanın fiziksel özelliklerine sahipler. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفالِ كُلهم بعمر 8,9,10 سنوات مع ذلك عِنْدَهُمْ نفس الخصائص الطبيعية لشخص في عمر السبعين او اكثر |
Ben büyürken hayat birçok insan için 70'li yaşlarında son bulmuştu. | TED | خلال نشأتي، كان العمر الافتراضي للأشخاص مقارب لل70 سنة. |
Amerika'da şu an 20'li yaşlarında 50 milyon insan var. | TED | يوجد 50 مليون شخص في هذا العمر في الولايات المتحدة الآن. |
50 yaşlarında olduğu zamanlar hakkında bildiğimiz her şeyi bir araya getirdiğimizde, nasıl yaşlanacaklarını gösteren orta yaş kolesterol düzeyleri değildi. | TED | وعندما جمعنا معا كل ما عرفناه عنهم في سن ال 50، لم تكن مستويات الكوليسترول في منتصف العمر التي تنبأت كيف سيكبرون |
9-10 yaşlarında küçük çocuklar bulurlar ve çeteye bağlanmaları için onlara cinayet işletirler. | Open Subtitles | يجدون فتية بعمر 10 او 9 سنوات و يجعلوهم يقتلون أُناساً ليربطوهم بالعصابة |
Bu ülkede ve tüm dünyada üç-beş yaşlarında küçücük yüzlerce, binlerce çocuk seks kölesi olmak için satılıyor. | TED | في هذا البلد , وحول العالم مئات الأطفال و الآلاف منهم بعمر الثالثة , وبعمر الرابعة يباعون للعبودية الجنسية |
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında." | Open Subtitles | عنده شعر أسمر غامق، العيون الزرقاء، إرتفاع حوالي ستة أقدام إثنان، لا قبعة، حول بعمر 25 سنة. |
12 ila 14 yaşlarında dilenci ve uyuşturucu bağımlısı oluyorlardı. | TED | ببلوغهم سن 12 إلى 14، لقد اصبحوا شحاتين ومدمني مخدرات. |
Annemi ve babamı senin yaşlarında kaybettim. Bilmiyorum, sanırım iyi bir fikrim var. | Open Subtitles | لقد فقدت والداي عندما كنت بعمرك لذا، لا أدري، أعتقد أني أعلم جيداً كيف تشعر |
Senin yaşlarında iken babam bizi terketti. Başka bir tane daha söyleyeyim mi? | Open Subtitles | ،أبى تركنا و أنا فى مثل سنك أتريد معرفة شيئا ً آخر ؟ |
Bu bir erkek, otuz yaşlarında, öleli bir hafta olmuş. | Open Subtitles | إنه ذكر، في أوائل الثلاثينات متوفى منذ أسبوع على الأقل |
25-30 yaşlarında, kimliği belirsiz bir kadın. | Open Subtitles | أنثى، في أواخر العشرينيات، ليس معها بطاقة هوية |
Annesinin cenazesinde senin yaşlarında bir kız var. | Open Subtitles | بشأن تلك الفتاة التي في عمركِ موجودة في جنازة والدتها. |
Bu hasta 50 yaşlarında, bu nedenle ona prostat kanseri riski olma ihtimali konusunda oldukça hassas bir rakam verebiliriz. | TED | وهذا هو مريض في ال50 من عمره ويمكننا ان نرى اننا حددنا تقدير دقيق له عن احتمال اصابته بسرطان البروستات |
Peki, hayatımda hiç senin yaşlarında bir kızla takılıp sana bağlandığım kadar bağlanmadım. | Open Subtitles | حسناً, انا لم يسبق لي ان اخرج مع فتاه بعمركِ ويحصل بيننا هذا الانسجام |
Zaman zaman onlardan birkaç yaş büyük 11-12 yaşlarında çocuklarla ders yaptığımda, bu çocuklara aynı şekilde ulaşmakta zorluklar yaşadığımı hissettim. | TED | وحين تأتي فصول أطفال أعمارهم أكبر قليلًا فقط، 11، و12 شعرت أني أحيانًا أجد صعوبةً لأصل بهم لمثل ذلك. |
40 yaşlarında bekar bir kadın olan komşuları aynı zamanda köyün ebesiydi. | Open Subtitles | الجارة، و هي امرأة عازبة في الأربعينات من عمرها كانت قابلة القرية |
20'li yaşlarında Ortadoğulu erkekler. | Open Subtitles | غالبا ذكور شرق اوسطيون في بداية عشريناتهم |