Para kazanır ve hizmetçinize yollarsın ya da ona yeni bir iş bulabilirsin ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ربما تستطيع تجميع الأموال وإرسالها إلى مدبرة المنزل أو بإمكانك مساعدتها لإيجاد وظيفة جديدة أو شيء من هذا القبيل |
Sanırım besin zehirlenmesi ya da öyle bir şey olmuş. | Open Subtitles | أعتقد أنها اصيبت بمثل، التسمم الغذائي أو شيء من هذا |
Belki onları unuttuğumuzu hatırlamalıyız demek istiyordur ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ربما تعني أن نتذكر أننا نسيناهم، أو ما شابه |
Sanırım bir günlük ya da öyle bir şey tutuyordu. Çevreye bir bakarım. | Open Subtitles | أظنها كانت تكتب مذكرات أو ما شابه سأبحث عنها |
Çok erken çıkmaya çalışmış olmalı, ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | لكن كان عليه ضربه مسبقا. أو شيء ما كهذا، أنا لا أعلم |
Bir çeşit hukuki sekreter ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | بعض أنواع أعمال السكرتاريه القانونيه أو شئ كهذا |
90 dolarım ve biraz bozukluğum var ya da öyle bir şey ve çalışmayan bir telefonum var. | Open Subtitles | لدي 90 دولار و بعض الكسور أو شيءٌ من هذا القبيل |
Ve içlerinden biri bana eşimi, Catherine'i sordu o da benimle birlikte gelmiş miydi ya da öyle bir şey. | TED | و سألني أحدهم عن حال كاثرين, زوجتي, هل طارت معك أو شيء من هذا القبيل؟ |
Sanırım 100 kat daha fazla, ya da öyle bir şey. | TED | أعتقد أنه من الأوقات 100 أو شيء من هذا القبيل. |
Aile içi tartışma ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | شيئاً ما يحدث، عنف منزلي أو شيء من هذا القبيل |
Bir polisin üzerine bir şeyin atladığını duydum ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | سمعت أن أحد رجال الشرطة هوجم أو شيء من هذا القبيل |
Çok akıllı ya da öyle bir şey olduğun için mi seni seçtiğimi sandın? | Open Subtitles | هل ظننت أنني اخترتك لأنك ذكي أو شيء من هذا القبيل؟ |
Bu tıpkı cadının fırınındaki "Hansel ve Gretel" ya da öyle bir şey gibi. | Open Subtitles | انهم مثل أفران السحرة هانسيل وجريتيل أو شيء من هذا القبيل |
Tersine çevirmek, saptırmak, ışınlanmak ya da öyle bir şey yapamaz mısın? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تعكس أو تنعطف أو تطلق شعاعاً أو ما شابه ؟ |
Bir çıkış yolu olabilir. Sevkiyat ambarı ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ،قد يكون هناك مخرج فيه كفتحة توصيل أو ما شابه |
Sadece, değişim ya da öyle bir şey olmadığından emin olmak istiyorum... | Open Subtitles | أنت تعلم، عليك التأكّد بأن ليس هناك... . تكيّف أو ما شابه |
Ama yan etkiler vardı, parazitler ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | لكن كان هناك أعراض جانبية طفيليات أو ما شابه |
Şart değil ama geri döndüklerinde onlara aklımın başında olduğunu ve bunun histerik ya da öyle bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك الفهم, ولكن حين يعودون, أخبرهم أنني اتخذت قراري ولم أتصرف بهستيرية أو ما شابه |
Kalp hastalığı için at nalı ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | عليهم الرحيل من أجل لعبتهم الخيرية حذوات الحصان لأمراض القلب أو شيء ما |
Bir çeşit hukuki sekreter ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | بعض أنواع أعمال السكرتاريه القانونيه أو شئ كهذا |
Sizin kelle avcısı ya da öyle bir şey olduğunuzu sanıyordum. | Open Subtitles | رائع اعتقدت أنك صائد جوائز أو شيءٌ من هذا القبيل |
Geçen ay Cody, bir kart oyunu ya da öyle bir şey yüzünden çılgına dönmüş. Danno'yu bayıltmış. | Open Subtitles | بالشهر الماضي ثار غضب (كودي) بسبب لعبة ورقية أوشيء كهذا |
Demir parmaklık ya da öyle bir şey görmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا ترين قضباناً أو شئ من هذا القبيل ، أليس كذلك ؟ |
Yani bugün şirkette tuhaf bir gün oldu ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | أشعر مثل أن الأمور كانت غريبة قليلاً اليوم , أو شيئاً من هذا |