| Hafızan yerine geldiğinde sen de göreceksin o kız babasını bahane ederek sana yakınlaştı. | Open Subtitles | ستعلم حين تستعيد ذاكرتك،ولكن تلك الفتاة تقربت منك بدوافع خفيه،مستغلة اسم والدها كعذر |
| Clay'e daha yakınlaştı. Kulübe daha çok bağlandı. | Open Subtitles | تقربت أكثر من " كلاي " التزمت أكثر مع النادي |
| Hiç biriyle yakınlaştı mı? | Open Subtitles | هل تقربت الى اى منهم ؟ |
| Açıkçası, seninle çok fazla yakınlaştı ve gereğine uygun olarak azarı yedi. | Open Subtitles | ،ومن الواضح أنّه تقرّب كثيراً وتمّ توبيخه بالشكل المناسب |
| Joe Williams Kevin'le Adliye Sarayı'na kolayca girmek için yakınlaştı. | Open Subtitles | تقرّب (جو وليامز) إلى (كيفن) حتى يتمكّن من الدخول بسهولة إلى مبنى المحكمة. |
| Yani öyle yakınlaşmadan yakınlaştı mı demek istiyorsun? | Open Subtitles | تحدثتم فقط تعنين أنه أصبح حميمياً بدون ... |
| Sadece konuştunuz mu? Yani öyle yakınlaşmadan yakınlaştı mı demek istiyorsun? | Open Subtitles | تحدثتم فقط تعنين أنه أصبح حميمياً بدون ... |
| Babamla çok çabuk yakınlaştı. | Open Subtitles | هي تقربت من ابي سريعاً |
| Raina hücrede görevdeyken Hamza Kouri ile yakınlaştı. | Open Subtitles | تقربت (رينا) إلى (حمزة كوري) أثناء فترة عملنا على خليته |
| Seninle... yakınlaştı mı? | Open Subtitles | هل كان حميمياً ؟ |