"yakası'" - Traduction Turc en Arabe

    • الساحل
        
    • في الجانب
        
    • على الجانب
        
    • للساحل
        
    O yaşlı adam Batı Yakası'nın en büyük mafya babası. Open Subtitles ذلك العجوز كان من أكبر أسياد الجريمة في الساحل الغربي
    Onlara Sparazza'yı vereceğim, batı Yakası birliğine hediye paketi olarak. Open Subtitles ساعطيهم سابرازا و الساحل الغربي باكمله علي طبق من ذهب
    Doğu Yakası Televizyon ve Mikrodalga Programlama'nın yeni başkan yardımcısıyım. Open Subtitles أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف
    Batı Yakası'nı şöyle bir elesem, eminim ki senin tarafından kullanılmış ve suistimal edilmiş kadın sayısı birkaç taneden fazla çıkar. Open Subtitles متأكدة إذا قمت بالبحث في الجانب الغربي سأجد الكثير من الفتيات اللاتي يشعرن بأنهم تم إستغلالهن و إساءة معاملتهن من قبلك
    Yukarı Doğu Yakası'na alışmak da benim epey zamanımı almıştı. Open Subtitles لقد اخذت فترة حتى تعودت على الجانب الشرقي الراقي أيضا
    - Siyah olanı benim ortağım. - Her ikisi de siyah. 'Batı Yakası' rapçisinin kim olduğunu biliyorum. Open Subtitles الرجل الاسود شريكي كلاهما اسود اعرف من الذي يغني الراب للساحل الغربي
    Bahisçilerin doğu Yakası kadar uzaklardan bile gelmekte olduklarını duydum. Open Subtitles سمعت أن الرهانات تأتي بعيدا من مناطق الساحل الشرقي الأن
    Batı Yakası, Doğu Yakası ya da Hawaii hiç fark etmez. Open Subtitles لا يهمنى ما اذا كان شمال الساحل أو يمين الساحل,أو هاواى
    Küçük bir kasabada kasapken, Doğu Yakası'nın tarım efsanesi oldu. Open Subtitles كان يعمل في بلدة صغيرة كـ جزار بجوار الساحل الزراعي
    Biyoloji ve fizik alanında Batı Yakası'nın en iyi okuludur. Open Subtitles إنها أفضل جامعة في الساحل الغربي في الأحياء العلوم والفيزيائية.
    Çocuklarına daha yakın olmak için Batı Yakası'na taşınmaya karar vermişti ve uzun mesafeli bir ilişki de istemiyordu. TED قررت الانتقال إلى الساحل الغربي لتكون قريبة من أولادها، ولم ترغب في علاقة عن بعد.
    O şu Doğu-Batı Yakası meselesine bulaşmıştı. Open Subtitles لقد تورط في عملية ما مع عصابة الساحل الشرقي و الساحل الغربي
    Beni yüklü miktarda mal peşinde olan Batı Yakası'ndan bir alıcı sanıyorlar. Open Subtitles إنّهم يعتقدون بأنّني مّشتري من الساحل الغربي، يبحثُ عن صفقةٍ كبيرة
    Doğu Yakası ile Batı Yakası arasındaki çekişmenin nedeni ne? Open Subtitles ما مسألة الساحل الشرقي والساحل الغربي هذه ؟
    Doğu Yakası'nda ışığın az olduğu konusundaki yanlış inanış üzerine uzun uzun konuşması ihtiyaçtan değildi anlayacağınız. Open Subtitles مع الستائر المسرحية التي على الحائط من أجل المُناقشاتِ الطويلةِ بخصوص التقليل من شأن جودات الإضاءة على الساحل الشرقي.
    Bir de Doğu Yakası Barlar Birliği'nin veri tabanına bakalım. Open Subtitles حسناً هذا ما أريد فعله لنتصل بهيئة الحانات في الساحل الشرقي
    Bütün pezevenkler ve oyuncular, Batı Yakası tarzı eğlenmeye ne dersiniz? Open Subtitles إلى كل القوادون والمزاحمون واللاعبون هل أنتم جاهزون للتحول إلى اسلوب الساحل الغربي؟
    Dediklerine göre, bir kadını öldürmüşsün. Doğu Yakası'ndaki bir inşaat sahasında. Open Subtitles قالوا إنّك قتلت امرأة ما بالرصاص بموقع بناء في الجانب الشرقي
    Ben bunu Yukarı Doğu Yakası'ndaki gerçek hayatımdan kaçmak için kullanıyordum. Open Subtitles لقد أعتدت على الهروب من حياتي الحقيقة في الجانب الشرقي الأعلى
    Aynı silah, yaklaşık bir hafta önce Yukarı Doğu Yakası'ndaki bir kuru temizlemeci soygununda kullanılmış. Open Subtitles جاء من البندقية التي كانت تستخدم لسرقة والتنظيف الجاف على الجانب الشرقي الأعلى منذ حوالي أسبوع.
    Ve ikincisi, babam Yukarı Doğu Yakası'na gidecek, öyle mi? Open Subtitles ثانيا, أبي على الجانب الشرقي؟ اعني,مستحيل, لا,لانستطيع
    Ülkeden çıkmamız lazım, sanırım arabayla. Batı Yakası'na gitmek zorundayız. Open Subtitles علينا أن نعبر البلاد ، أظن بالسيارة يجب أن نذهب للساحل الغربى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus