Onların yanına kameralı telefonla bile yaklaşamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع حتى الاقتراب من هؤلاء الأشخاص مع كاميرا الهاتف |
Ama açık oldukları zaman sabitleyici halkalara yaklaşamayız, yoksa bizi gediğin içine çekerler. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك الاقتراب من حلقة الثغرة أثناء تشغيل الطاقة وإلا ابتلعتك |
Tek sorun bizi yemeden, kralın yanına yaklaşamayız. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي لا يمكنني الاقتراب من الملك من دون أن يأكلنا |
Dünyadaki tüm Salafi camilerine girebilirdik ama onun yakınına bile yaklaşamayız. | Open Subtitles | يمكن أن نخترق كل مسجد سلفي بالعالم دون حتى أن نقترب منه. |
Eğer bu olursa, onu durdurmak için yanına bile yaklaşamayız. | Open Subtitles | وإذا حدث ذلك، فإننا سوف لن تكون قادرين على الحصول على مقربة منه. |
Ama açık oldukları zaman sabitleyici halkalara yaklaşamayız, yoksa bizi gediğin içine çekerler. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك الاقتراب من حلقة الثغرة أثناء تشغيل الطاقة وإلا ابتلعتك |
Şirket bunu çok önemli kişilere sağlar. Bugün o kadının yanına yaklaşamayız. | Open Subtitles | لن تفعل "الشركة" ذلك إلاّ للزمرة المتنفّذة، لن نستطيع الاقتراب منها |
Vurulmadan adamın yanına yaklaşamayız. | Open Subtitles | - 47 لا يمكننا الاقتراب مئة قدم منه دون أن نصاب |
Yanına bile yaklaşamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع حتى الاقتراب منه |
Çok yaklaşamayız yoksa Megan'ın kızını öldürürler. | Open Subtitles | لا يمكننا الاقتراب أكثر أو أنهم سيقتلون ابنة (ميغان). |
Pan izin vermediği sürece ona iki metreden fazla yaklaşamayız. | Open Subtitles | لمْ نستطع الاقتراب 10 أقدام مِنْ (بان) إلّا إذا أراد هو ذلك |
Ona yaklaşamayız. | Open Subtitles | ...لا يمكننا الاقتراب منه |
Suikast için çok geç artık, yanına yaklaşamayız. | Open Subtitles | فات آوان أغتياله : لن نستطيع أن نقترب منه. |
Bence ona şimdi yaklaşamayız. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد يجب ان نقترب منه الآن |
Ve onun yakınına bile yaklaşamayız. | Open Subtitles | ونحن لن نذهب إلى أي مكان على مقربة منه. |