Sana yalan söylediğim için üzgünüm. Başka ne yapacağımı bilemedim. | Open Subtitles | آسفة لأني كذبت عليك لم أكن أعرف ما عليّ فعله |
yalan söylediğim için üzgünüm ama buraya senin kazılarını çalmaya gelmedim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني كذبت عليك لكنني لست هنا لسرقة حفرك |
Evet, yalan söylediğim için özür dilerim. Duygularını incitmek istemedim. | Open Subtitles | اجلو اسف لأنني كذبت, لم اكن اريد أن أجرح مشاعرك |
Minneapolis'li olduğum konusunda yalan söylediğim için özür de dileyecektim. | Open Subtitles | أردتُ أيضاً أن أعتذر لأنني كذبت عليك عندما قلت إنني من منيابوليس. |
Aileme yalan söylediğim için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بتأنيب الضمير نوعاً ما لكذبي عليهما. |
Bak, orada oluğum hakkında yalan söylediğim için üzgünüm, panikledim. | Open Subtitles | انا آسف أنني كذبت بشأن وجودي هناك, لكنني فزعت. |
- Sana tarih öğrencisi olduğum konusunda yalan söylediğim için üzgünüm ama ben bir gazeteci değilim. | Open Subtitles | اسمع,انا اسف لاني كذبت عليك بخصوص اني ادرس التاريخ ولكني لست صحفيا |
Ama seninle geçen birkaç günden sonra eğer doğruyu söylersem, yalan söylediğim için benden nefret edeceğinden korktum. | Open Subtitles | وكنتِ ستكرهيني لأني كذبت في البداية لا، ليس حقيقة يا أميري |
Sana yalan söylediğim için ve senden şüphe ettiğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني كذبت عليك وآسف لأنني شككت بك |
Ama bilemiyorum, belki de duyuyorsundur. Neyse. Sana yalan söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | لكن لا أعرف قد تسمعيني أنا آسفة لأني كذبت عليك |
- Size yalan söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | هل كسر يده؟ آنا آسفة لأني كذبت بشأن الأمر. |
Okulu kırdığım ve yalan söylediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | انظر, أنا آسفة جداً لأنني تغيبتُ عن المدرسة و لأنني كذبت |
Asıl ben ailemden izin aldığım konusunda yalan söylediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني كذبت حول الحصول على توقيع والداي |
Sana Ryan'ın yeri hakkında yalan söylediğim için kötü hissediyorum, Tessa. | Open Subtitles | اشعر بالسوء حقاً لأنني كذبت عليك حول أين كان راين |
Sevdiğim adama yalan söylediğim için, acı ve hüsran dolu bir haldeydim. | Open Subtitles | كنت متألماً ومحبطاً لكذبي على الرجل الذي أحب |
SF-86 da yalan söylediğim için, onun da alınması gerekir. | Open Subtitles | لكذبي حيال تصريحي، فلابد أن يدرج محل الفحص كذلك |
Sana yalan söylediğim için üzgünüm. Biliyorum senin de kendi problemlerin var. | Open Subtitles | آسفة أنني كذبت عليكِ أعلم أن لديكِ مشاكلكِ |
Adam öldürmüş iki serseriye yalan söylediğim için af dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لن اعتذر لاني كذبت على ولدين فاسقين قتلا رجلا |
yalan söylediğim için üzgünüm ama bana ikinci bir şans vermelisin. | Open Subtitles | آسفة أني كذبت ولكن عليك أن تمنحيني فرصة أخرى |
Sana yalan söylediğim için çok özür dilerim sana gerçeği en başında söylemediğim için. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية لأنّي كذبت عليك وأنّني لم أخبرك بالحقيقة في المقام الأول |
yalan söylediğim için bağışla. | Open Subtitles | سامحني على الكذب |
Efendim, kızgınsınız biliyorum ama tekrar söylemek istedim, size yalan söylediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | سيّدي، أعلم أنّك غاضب، وأريد أن أقول ثانية أنّي آسفة للكذب عليك. |
Önceki akşam sana yalan söylediğim için çok kötü hissettim ve telafi etmek istedim. | Open Subtitles | حسناً,لقد كنت أشعر بتأنيب الضمير لإنني كذبت عليك الليلة السابقة وأردت أن أصالحك |
Eğer yüzümü görebilseydin sana yalan söylediğim için ne kadar üzgün olduğumu görürdün. | Open Subtitles | وأردتُ منكِ معرفة ذلك أنّني لم أقم بفتح الملف ولو كان بقدرتكِ رؤية وجهي لعلمتِ أنّني متأسف لأنّني قد كذبتُ عليكِ |
Söylememem gereken zamanda yalan söylediğim için üzgünüm... ama bunu sadece yüzündeki şu an oluşan ifadeyi... görmek istemediğim için yaptım. | Open Subtitles | أنا آسف اني كذبت عليك حيث انه لا يجب ان يكون لكني فعلت ذلك لانني لم اكن اريد ان ارى هذه النظرة على وجهك التي اشاهدها الان |
yalan söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف للغاية أنّي كذبت عليكِ |