yalan söylemenin senin için vazgeçilmez bir alışkanlık olduğu kanısına varmaya başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت بتكوين إنطباع، بأن ّ الكذب أصبح إحدى عاداتك التي لاتتغير. |
Federal Şerife yalan söylemenin sadece günah değil, suç da olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أتدرين أن الكذب على مارشال إتحادي ليس مجرد خطيئة بل هو جريمة |
Zihin okuma yalan söylerken önemlidir çünkü yalan söylemenin temeli benim ne bildiğimi sizin bilmediğinizi bilmemdir. | TED | قراءة أفكار الآخرين هي مهمة من أجل قول الكذب لأن أساس الكذب هو ما أعرفه أنا لا تعرفون ما أعرفه أنا. |
Tabi ki, bazıları da vardır ki, geçmişi yeniden yazmak onlar için yalan söylemenin bir başka yoludur... | Open Subtitles | بالطبع البعض يشعر بأن إعادة صياغة الماضي, طريقة أخرى للكذب |
Sanırım yalan söylemenin asıl nedeni kendini korumaktı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ السبب الحقيقيّ لكذبك هو لحماية نفسك. |
İyi yalan söylemenin ikinci temel malzemesi özdenetimdir. | TED | العنصر الأساسي الثاني لقول الكذب هو ضبط النفس |
Ancak kesin olarak bildiğimiz bir şey varsa, yalan söylemenin asla eskisi gibi olmayacağıdır. | TED | مع ذلك، فالشيء الذي أعرفه بالتأكيد هو أن الكذب لن يكون كما هو مرة أخرى. |
- Ne kadar zor olduğunu bilemezsin. - Neyin? Bana yalan söylemenin mi? | Open Subtitles | أنتَ لا تعرف كم كان الأمر صعباً ماذا , الكذب عليّ ؟ |
Federal bir ajana yalan söylemenin suç olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف أن الكذب على محقق فيدرالي هو جريمة؟ |
Önemsediğin bir kişiye yalan söylemenin sebebi nedir? | Open Subtitles | أعني، سمّ لي سبباً وجيهاً واحد يتيح الكذب على شخص يفترض بك أن تهتم لأمره |
- Belki. yalan söylemenin işe yaramadığından tamamen emin olmalıyım. | Open Subtitles | حتى أتأكد تماماً أنّ الكذب لن يجدي نفعاً. |
yalan söylemenin asla doğru olmadığını düşünmem saflık mı? | Open Subtitles | هل انا ساذجة لأنني اتمنى ان الكذب ليس هو التصرف السليم؟ |
Bize yalan söylemenin bir manası olmadığını bilin diye bunları söylüyorum. | Open Subtitles | حسناً , أخبركما بذلك , كي تعلما بأنه ليس ثمّة فائدة من الكذب علينا الكذب ؟ |
yalan söylemenin bir çok kötü yanı var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء السيئة التي تحدث بسبب الكذب |
Peki neden? Çünkü yalan söylemenin vücuttaki etkileri diğer duygusal tepkilere benziyor. | Open Subtitles | لأن تأثير الكذب على الجسم يشابهتأثيرالمشاعرالآخرى،لذا.. |
İnsanlar değişmez, sadece yalan söylemenin yeni bir yolunu bulur. | Open Subtitles | ، الناس لا يتغيرون إنما يغيرون طريقتهم في الكذب |
Bana yalan söylemenin Vatan hainliği olacağını biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | انتن تعلمن جيداً ان الكذب علي يعتبر خيانة |
Alçak gönüllü gibi davrananlardan nefret ederim. Çünkü yalan söylemenin başka bir yoludur. | Open Subtitles | اكره التواضع الزائف انه مجرد طريقة اخرى للكذب |
Doğruları ortaya çıkarır o yüzden ona yalan söylemenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | سوف تكتشف الحقيقة , لذا لا داعي للكذب عليها |
yalan söylemenin çok ciddi sonuçlar doğurabileceğinin farkında değil mi? | Open Subtitles | ألا يدرك أن للكذب تبعات خطرة جداً؟ |
Bu yalan söylemenin cezası olmalı. | Open Subtitles | لابد إنه عقابا لكذبك |