Ki bu Docheski'ye ne kadara mal olduğunun yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و الذي لايعد شيئاً بالمقارنة مع ما كلفت (دوشيسكي) به |
Ki bu Docheski'ye ne kadara mal olduğunun yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و الذي لايعد شيئاً بالمقارنة مع ما كلفت (دوشيسكي) به |
Acı masada kalma riskinin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و هو أمر لا يقارن بم ستواجهه على الطاولة |
Demeye çalıştığım, bu hiçbir şeydi. Oğluma veda etmenin zorluğu yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | ما أحاول قوله أنّه كان لا يقارن بتوديع ابني |
Ama bunların hepsi, burada Washington'da yaptıklarımın yanında hiçbir şey kalıyor. | Open Subtitles | لكن كل هذا لا يعتبر شيء مقارنة بالأشياء التي نجحت بفعلها هنا في "واشنطن" |
Bu, hak ettiklerinin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | هذا لآ شيء مقارنة بما يَستحقّونَ. |
Harika zaman tutuyorsun, ama o az evvel kapıyı açık bıraktığı için ettiğimiz kavganın yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | تحفظين الوقت جيّداً، لكن هذا لا يقارن بالشجار حول تركه الباب مفتوحاً. |
Benimkinin yanında hiçbir şey ama muhtemelen birkaç gün dinlensen iyi olur. | Open Subtitles | لا يقارن بما مررت به، ولكن... يستحسن أن ترتاح ليومين |
Evet. Bu, benim Jane'ye yaptığımın yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و هذا لا يقارن بما أعطيتُه لـ (جاين). |
Aslına bakarsan bu, geçen gün -95'te olanların yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | في الحقيقة، هذا لا شيء مقارنة بما حدث... على طريق "أي-95 " مؤخراً. |
- Başımıza geleceklerin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | -ذلك لا شيء مقارنة لما هو قادم |
Jessica'nın yanında hiçbir şey o. Ailemden bile acımasız çıktı. | Open Subtitles | هذا لا يمثل شيء مقارنة بـ(جيسيكا) إنها أشد قسوة من والداي |