Bayan Ostrowiski, yaptığı şeyin yanlış olduğunu söylemek istiyor, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | ماتحاول الانسة اوستوروسكي ان تقوله هو ان ماقامت به كان خطأ |
Kötü olanın kötü, yanlış olanın yanlış olduğunu bildiği halde. | Open Subtitles | حتى ولو كان يعلم أن الشئ مروعاً و أنه خطأ |
Ben "biz" dediğimde, zorunlu olarak sizi kastetmiyor olabilirim: Ben "beni" ve sağ beynimi, sol beynimi, ile ikisinin ortasında kalan algılayıcı ve bana söylediklerimin yanlış olduğunu anlatan kısmı kastediyorum. | TED | عندما أقول نحن فأنا لا اعنيك بالضرورة أعني، أنا ومخي الأيمن والأيسر وما بينهما وهو المراقب ويخبرني أن ما أقوله هو خطأ. |
Ve bu sorun değil, tamam mı? Ama eşin bunu okuduğunda bilirsin, yanlış olduğunu anlıyorsun. | Open Subtitles | كان هذا جيداً بنظري لكن بعد ان قرأته زوجتي ادركت انه خطأ |
Treefolkun hiç maç yapmamış olmasının yanlış olduğunu biliyoruz. Bu da onların elflere karşı olan maçı berabere bitmiş demek. | TED | نحن نعلم أنه من الخطأ أن شعب الأشجار لم يتعادل في أي مباراة. ما يعني أن مواجهتهم مع الجان يجب أن تكون متعادلة. |
Bart, hayali arkadaşım bana yanlış olduğunu düşündüğüm şeyleri yaptırmıyordu. | Open Subtitles | صديقي الخيالي لم يجبرني على فعل أشياء كنت أعتقد أنها خاطئة |
Karşısındakini suçlamanın veya hiç olmamış gibi davranmanın ya da saklamanın yanlış olduğunu söyleriz onlara. | Open Subtitles | نخبرهم أنه خاطئ أن نلوم الآخرين أو بالتظاهر بأنه لم يحدث أبدا أو بمحاولة التغطية |
Ve kafamın içinde dırdır eden bir ses var sürekli neyin yanlış olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وهنلك هذا الصوت المتذمر برأسي يقول لي ما هو الصحيح وما هو الخطأ |
Bu, ilk tahminimizin yanlış olduğunu doğrulamamızı ve oradan çalışmamızı sağlar. | TED | لتسمح لنا لنتأكد أن تخميننا الأولي كان خاطئاً والبناء على ذلك. |
Birkaç yıl önce, yoksullukla ilgili bildiğimi düşündüğüm her şeyin yanlış olduğunu fark ettim. | TED | لكن اكتشفت منذ عدّة سنوات أنّ كل ما ظننت أني أعرفه عن الفقر كان خطأ. |
Ve bu ava şahsen katıldığını görünce bunu yapmanın yanlış olduğunu anladım. | Open Subtitles | و عندما تدخلت في الأمر بنفسك تيقنت أنه كان خطأ أنت ظننت أنني أطلق النار أولاً |
Peki senden yanlış olduğunu düşündüğün bir şey yapmanı istesem? | Open Subtitles | ماذا لو طلبتِ منكِ شيئاص لتقومي به لكنكِ تعتقدين أنه خطأ, ماذا كنتِ ستفعلين عندها؟ |
yanlış olduğunu düşünsemde herkesin içinde emziriyorum. | Open Subtitles | أنا أُرضع في مكان عام على الرغم من أنه خطأ |
Kahraman, bildiği her şeyin yanlış olduğunu öğrenir. | Open Subtitles | أتعلم. . أنها اللحظه التى يعلم البطل فيها أن كل شئ يعلمه هو خطأ |
ben neyin doğru neyin yanlış olduğunu iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بشكل أفضل ما هو الصح وما هو خطأ |
Ve tanrı aşkına, bunların ne kadar yanlış olduğunu söylemedikçe Sam'le yatmayı bırak. | Open Subtitles | وبالله عليك توقفي عن النوم مع سام إلا اذا قلتي له انه خطأ مايفعله |
Kesinlikle. - Ama şimdi bunun yanlış olduğunu düşünüyorsunuz. - Çünkü bu cinayet. | Open Subtitles | والآن تظنين أنه من الخطأ أن تفعلى ذلك - لأنها جريمة قتل - |
yanlış olduğunu bildiğin bir haberle, başkalarını işlem yapmaya teşvik ettin. | Open Subtitles | لقد شجعت آخرين على التجارة بمعلومات تعلم مسبقا أنها خاطئة |
Bu adil değil, doğru da değil. yanlış olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ، ليس صحيحاً أعتقـد أنه خاطئ! |
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu gayet iyi biliyorsun da ondan. | Open Subtitles | لأنك تعرف جيدا، ما هو الصواب وما هو الخطأ |
Hakarete uğradım ve çok sinirlendim. Yaptıklarının yanlış olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أهنت وكنتُ غاضبة للغاية، وقلتُ ما يفعلونه كان خاطئاً. |
Bugün, senin yanlış olduğunu düşünenlere kendini kanıtlayacağın gün. | Open Subtitles | هذا هو اليوم الذى تثبتين أن كل من شككوا بكِ كانوا مخطئين |
Bunu başlatmanın yanlış olduğunu kabul ediyorum ama bu yanlışı sürdüren diğer insanlardı. | Open Subtitles | اعترف انه كان من الخطأ أن أبدأ بها ولكن الآخرين هم من استمروا بذلك |
Ailen sana bunun yanlış olduğunu öğretti, çok yanlış. | Open Subtitles | والدك اخباراك ان ذلك ذلك امر خاطئ ، خاطئ جداً |
yanlış olduğunu bildiği halde gene de yasak meyveyi yedi. | Open Subtitles | إذا حتى مع معرفته بأنه خطأ هو أكل تلك الفاكهة المحرمة |
Şey belki detaylarda hatalı olabilir ama bu sonuçta yanlış olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ربما أخطئ في التفاصيل لكن هذا لا يعني أنه مخطئ حول النتيجة النهائية |
Bakın, bizim onunla uğraşmamızın yanlış olduğunu biliyorduk ama-- | Open Subtitles | اسمعا، إننا نعلم أنّه كان أمراً خاطئاً منّا العبث معها، لكن... |