Kesinlikle yapılacak en doğru şey bu olur. | Open Subtitles | هذا هو بالتأكيد الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
Yani bence yapılacak en doğru şey ailesinin niyetimi bildirmek, değil mi? | Open Subtitles | نعم, لذا أشعر هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله هل أُعلم والديها بما أنوي, صحيح؟ |
Çünkü yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | لأنه الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله |
Çünkü yapılacak en doğru şey bu olurdu. | Open Subtitles | لأن هذا هو الصواب |
Şu anda yapılacak en doğru şey nedir, Michael? Bilmiyorum. | Open Subtitles | ما هو التصرف السليم الآن يا (مايكل)؟ |
Bu ateşkes yapılacak en doğru şey. | Open Subtitles | هذا هوَ الشئ الصحيح لفعله |
Biliyorum, ama bana yapılacak en doğru şey gibi geliyor. | Open Subtitles | إنها خطوة كبيرة يا مايك أعرف, و لكنها تشعرني أن هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله |
Çünkü yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | لأنه هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله |
yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | إنّه الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
Bu yapılacak en doğru şey. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله |
Burada yapılacak en doğru şey bu. Geri öde çünkü bana borçlusun. Anladın mı? | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح الذي ستفعله هل فهمت هذا؟ |
Fakat şu an, yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | لكن هذا هو الشيء الصحيح الذي يجب أن أفعله الآن |
Bunun yapılacak en doğru şey olduğuna inandığını görebiliyorum. | Open Subtitles | -لا أرى أن ما تؤمن به هو الصواب |
Bak yapılacak en doğru şey bu. Köpeği Robert'a ver. | Open Subtitles | هذا هو الصواب اعط هذا الكلب لـ(روبرت) |
Şu anda yapılacak en doğru şey nedir, Michael? | Open Subtitles | ما هو التصرف السليم الآن يا (مايكل)؟ |
yapılacak en doğru şey oydu. | Open Subtitles | كان هذا الشيء الصحيح لفعله |
yapılacak en doğru şey bu gibi. | Open Subtitles | يبدو التصرف الصحيح لفعله. |
Sanırım bu yapılacak en doğru şey. | Open Subtitles | -فقط.. يبدو هذا الأمر الذي يجب فعله |