Şu an yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | دعنا نحصل على شراب ونتحدث حول ذلك لا يوجد شيء يمكنك فعله الأن |
Bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شيء يمكنك فعله بشأن هذا |
Sen o duvarı yıktın. yapabileceğin hiçbir şey olmadığını söyleme. | Open Subtitles | إنّك أزلت ذلك الحائل، فلا تقُل أنّك لا يمكنك فعل شيء. |
Senin yapabileceğin hiçbir şey yok! | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء حيال ذلك |
İçeride yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد أديت واجبك لايوجد شيء يمكنك القيام به أكثر |
Takım yenildi. yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | انه محق، الفريق انسحب لا تستطيع عمل شيء |
Geliyorum ve beni durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنـا آتية و لا شيء يمكنك فعله لإيقـافي |
.. ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و لا يوجد شيء يمكنك فعله لإيقاف ذلك |
yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء |
yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء |
Ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد هناك شيء يمكنك القيام به لمنعها |
Gerçekten şu an bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنك القيام به حقا عن ذلك الأمر الآن |
Yani yapabileceğin hiçbir şey yok. Her gün yaşadığım şeylerden daha beter bir ceza yok bana verebileceğin! | Open Subtitles | لذا لا يوجد شيء يمكنك القيام به، لا عقاب بيدك أسوأ ممّا أعيش معه كلّ يوم. |
yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | "جلوبال جيم" شركه عامه ولن تستطيع عمل شيء |
O arazi kurudu, yapabileceğin hiçbir şey yok. Geçmiş olsun! | Open Subtitles | تلك الأرض قد تمّت حيازتها ولا يمكنك فعل شيء حيال ذلك، قد ضاعت |
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد ما يمكنك فعله تجاه ذلك |
Mac, olanları önlemek için yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | يا (ماك) , لم يكن بوسعك فعل شيء للحيلولة دون حصول هذا |
Bazen hayat bu kadar boktandır işte ve yapabileceğin hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | الحياة أحياناً مجرد بركة قاتمة من اليأس وليس هناك ما يمكنك فعله |
yapabileceğin hiçbir şey yok çünkü yaptığın her şeyi senden daha iyi ve daha hızlı yapabilirler ve hiçbir kadını hayal kırıklığına uğratmazlar. | Open Subtitles | ما من شيء يسعك فعله ولا يسعهم فعله أفضل وأسرع، ولا يخيبون آمال النساء في كل مكان. |
Bu durumlarda yapabileceğin hiçbir şey olmadığını kabullenmekte güçlük çekiyorsun. | Open Subtitles | بوث ) يبدو أن لديك مشكلة بقبول ) أنه ليس بيدك حيلة باتجاه هذه الملابسات |
yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنه ليس كذلك. ليس هناك ما تستطيع فعله. |
Ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و لا شيء يمكنكِ فعله حيال ذلك. |
Henry, git buradan. Senin yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | هنري)، اخرج مِنْ هنا) ليس بإمكانك فعل شيء |
Sevdiğin ve yakınında olan herkesi öldürecekler, ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | سيقتلون كل من تحبينه و كل من هو مقرب منك و ليس بيدكِ حيلة حيال ذلك |
Ve ben de onunla buradan gidip mutlu olacağım ve bununla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok! | Open Subtitles | وسأرحل معها وسأكون سعيدا معها ولا تستطيع فعل شيء حيال ذلك هل فهمتني؟ |