yapmak istediğimiz şey bakan, hisseden ve onların kıyafetlerini dikmek için terzi tarafından kullanılıp işlenmiş bir malzeme gibi davranan teknoloji üretmek. | TED | ولكن ما نود فعله هو إنشاء تقنية تبدو وتشعر وتتصرف مثل المواد الخام التي يستخدمها الخياط في حياكة ملابسه. |
yapmak istediğimiz şey, her çeşit veriyi karıştırmak. | TED | ما نود فعله هو خلط جميع أنواع البيانات |
Robert, yapmak istediğimiz şey bu mu? | Open Subtitles | روبرت , هل هذا ماكنا نتطلع اليه ؟ |
Robert, yapmak istediğimiz şey bu mu? | Open Subtitles | روبرت , هل هذا ماكنا نتطلع اليه ؟ |
Ama yapmak istediğimiz şey daha önceden öğretmenlerin bana mail attıkları sınıfı değiştirmek olayı için bu doğal çıkarımı kullanmak. | TED | لكن ما نريد فعله هو إستخدام الخلاصة الطبيعية لتحويل الفصل الدراسي الذي راسلني بخصوصه المعلمون باكرا |
Ama yapmak istediğimiz şey, size durumunuzun ciddiyetini anlatmak. | Open Subtitles | و لكن ما نريد فعله هو أن نؤكد على خطورة حالتك |
yapmak istediğimiz şey şuydu: Dünyadaki sesi öyle bir şeye dönüştürelim ki sağır birisi söylenenleri bir şekilde anlayabilsin. | TED | إليكم ما أردنا فعله: أردنا أن نبتكر جهازاً لتحويل الصوت الصادر بحيث يستطيع الأصم فهم ما يُقال. |
Sinir bilimciler olarak bizim şu anda yapmak istediğimiz şey, bu senfonileri, beyin senfonilerini dinleyip taşıdıkları mesajları çıkarmaya çalışmaktır aslında. | TED | ما نطمح للقيام به حاليّا، نحن علماء الأعصاب هو الاستماع لهذه السمفونيات، سمفونيّات الدّماغ، ثمّ محاولة استخراج الإشارات و الرّسائل التي تحملها. |
Başka şehirlere de herhangi bir şekilde yardımcı olabilmek ve daha yükseğe çıkabilmek yapmak istediğimiz şey. | TED | وبهذه الطريقة يمكننا مساعدة مدن أخرى وذهابنا إلى حدود أعلى هو ما نريد القيام به. |
yapmak istediğimiz şey çeşitlilik sunmak. | TED | لكن ما نود فعله هو التنوع. |
Şu an yapmak istediğimiz şey müşterileri o ürün için ikna edecek duruma gelmeden yeni bir ürün tanıtmak değil, bu yüzden de Big Falcon Rocket üzerinde çalışıyoruz ama Falcon 9 ve Falcon Heavy roketlerini de uçurmaya BFR geniş çapta kabul edilene dek fırlatmaya devam edeceğiz. | TED | ما نريد فعله هو عدم تقديم منتج جديد قبل تمكننا من إقناع العملاء أن هذا المنتج يجب عليهم استخدامه، لذلك نعمل الآن على صاروخ (فالكون) الكبير، لكننا نستمر في إطلاق صواريخ (فالكون9) و(فالكون هيفي) إلى أن يكون هناك قبول واسع لصاروخ (بي اف آر). |
yapmak istediğimiz şey onlara gerçek merak ve açık fikirlilikle ilişkide olabilecekleri bir yer vermekti. | TED | ما أردنا فعله هو إفساح المجال لهم للتحاور بفضول حقيقي وصراحة. |
yapmak istediğimiz şey e-postalarınızı alıp şuna benzer bir şeye çevirmekti. Ama daha da önemlisi bunu sizin bile fark edemeyeceğiniz bir şekilde yapmaktı. | TED | ما نطمح إليه في الواقع هو أن جعل بريدك الإلكتروني يبدو على هذا الشكل، ولكن أهم شيء هو أن نقوم بذلك بطريقة تجعلك تتأكد من حدوث ذلك. |
Laboratuvarda yapmak istediğimiz şey de çoğunlukla aynı, ama bunu onlarca farklı molekül kullanarak yapmaya çalışıyoruz. Karmaşıklığı oldukça azalttığımız halde canlı gibi görünen bir şey üretmeye çalışıyoruz. | TED | ما نريد القيام به في المختبر هو الشئ نفسه تقريباً، لكن عبر تنظيم عشرات من الجزيئات المختلفة - مما يؤدي إلى تقليص كبير في درجة التعقيد، لكن ما زلنا نحاول إنتاج شئ شبيهٍ بالكائن الحي. |