| Ah, hayır, beni gücendirmek için çok daha iyisini yapmalısınız. | Open Subtitles | لا , عليك أن تفعل أكثر من هذا لكي تهينيني |
| İstasyonu dağıtan bir grup çocuk var. Bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الأولاد يعبثون بالمحطة، عليك أن تفعل شيئاً. |
| Çocuklar bir şeyler yapmalısınız. Nasty Nate denen adam meyve kokteylimin peşinde. | Open Subtitles | انتم يا رجال يجب أن تفعلوا شيئا هذا الرجل ناستي نيت يحوم حول سلطة فاكهتي |
| - Ne istiyorsa yapmasına izin ver. Seks kasedi yapmalısınız. - Ben yapardım. | Open Subtitles | دعيه يقوم بما يشاء، يجب أن تقومي بتسجيل فيديو جنسي إنني أريد ذلك |
| Bundan daha iyisini yapmalısınız çocuklar. | Open Subtitles | هيا يا اولاد يمكن لمدافعكم ان تفعل ما هو افضل من ذالك |
| Korkmuş ve masum bir adam kovalanıyor. Bu konuda bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | لأن هنالك رجل بريء وخائف تتم مطاردته، عليكم فعل شيء بشأن ذلك |
| Siz de bir rahipin yapması gerekenleri yapmalısınız. | Open Subtitles | أيها الأب عليك أن تقوم بما يفترض لأي قسيس القيام به |
| "Yapamayacağınızı düşündüğünüz şeyleri yapmalısınız." | Open Subtitles | لا يد ان تقوم بالشيء الذي ظننت لنه لا يمكنك القيام به |
| Yani, bunu er ya da geç yapmalısınız öyle değil mi efendim? | Open Subtitles | أنا أقصد يجب أن تفعلي أحيانا أليس كذلك آنستي؟ |
| Bir şeyler yapmalısınız, Bay Chaco. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفعل شيئا حيال ما يحدث يا سيد تشاكو |
| Bunu ben de duydum. Yapmanız gerekeni yapmalısınız. | Open Subtitles | حسناً يا بوب، لقد سمعت ذلك عليك أن تفعل ما يجب عليك فعله |
| Ve bunu tüm okulunu önünde yapmalısınız çünkü adınızı tüm okulun önünde aldılar. | Open Subtitles | ويجب أن تفعل ذلك أمام بقية الطلاب حيث انتزعوا اسمك منك |
| Ben ne söylersem onu yapmalısınız. Benim IQ'm 199. | Open Subtitles | يجب أن تفعلوا جميعكم ما أقوله، معدّل ذكائي 199 |
| Eşimi korumak için bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | يجبُ أن تفعلوا شيئاً من أجل حماية زوجى.. |
| Makyaj gibi bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | يلزم أن تقومي بتغيير مظهرك أو شيء من هذا القبيل |
| - Belki bunu başka bir yerde yapmalısınız. | Open Subtitles | حسنا.. ربما عليك ان تفعل هذا في مكان اخر |
| Sonra, elbette, bunu yumuşatmak için bir şey yapmalısınız ki sizi dinlesinler. | TED | ومن ثم، بالطبع، يجب عليكم فعل شيء عن كيفية تعديل ذلك، وبالتالي يمكن أن يستمع إليكم أي شخص. |
| Kumandanım, bunu hızlı yapmalısınız. | Open Subtitles | أيها القائد ، عليك أن تقوم بهذا الأمر بسرعة. |
| Ama bunu zekice yapmalısınız. Sanki ben ortadan kaybolmuşum gibi. | Open Subtitles | واريدك ان تقوم بذلك بذكاء تجعلني مختفياً |
| Pekala, pekala, sanırım ,istediğiniz gibi yapmalısınız. | Open Subtitles | حسنا ، حسنا ، يجب أن تفعلي ماتريه مناسبا ، على ماأعتقد. |
| - ...ama önce benim için bir şey yapmalısınız. | Open Subtitles | لكن في البداية يجب أن تقوموا بعمل أمر من أجلي |
| RAB'bin gözünde iyi ve doğru olanı yapmalısınız. | Open Subtitles | يجب ان تفعلوا ما هو صحيح وما هو جيد في نظر الرب |
| Bu işi zekice yapmalısınız. | Open Subtitles | الآن أو أنسى الأمر ، لكن لتفعل ذلك بدقة وكأنك لا تعرف شيئا |
| Otobüstekiler! Yaşamak istiyorsanız, dediklerimi yapmalısınız. | Open Subtitles | لكل من بالحافلة, إن أردتم أن تعيشوا, فطبقوا ما أقول, |
| - Ama önce bir şey yapmalısınız. | Open Subtitles | والتي دخلتي بها طواعيا -لكن يتوجب عليكِ فعل شئ |
| Size kodları verebilirim; fakat ondan önce benim için bir şey yapmalısınız. | Open Subtitles | أستطيع أن أعطيكم إياها، لكن عليكم أن تقوموا بشيء لأجلي |
| Yapmanız gereken her şeyi yapmalısınız! | Open Subtitles | ! يجب أن تقومون بما عليكم فعله |