Onun neyi isteyeceğiyle bizim ne yapmamız gerektiği iki farklı şeyler. | Open Subtitles | بين ما كان ليريده وما يتعيّن علينا فعله فرق كبير. |
Damon haklı. Ama ne yapmamız gerektiği konusunda değil. Ne olacağı konusunda. | Open Subtitles | (دايمُن) على صواب ، ليس بشأن ما يتعيّن علينا فعله ، لكن عن ما سيحدث. |
Asıl soru bu konuda ne yapmamız gerektiği. | TED | السؤال هو، ما الذي يجب علينا فعله تجاه هذا الأمر؟ |
Bu işi düzeltmek için ne yapmamız gerektiği hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | لنناقش الأمر ولنفكر بما يجب علينا فعله سيكون الأمر على ما يرام |
Neler yapmamız gerektiği hakkında konuşmak için buradayım. | TED | إنني هنا اليوم للحديث عما يجب أن نفعله. |
Az önce yaptığınız, gücümüzle ne yapmamız gerektiği konusunda sorumluluk alma yolunda ilk adımdı. | TED | ما فعلتموه للتو ، هي الخطوة الأولى نحو تولي المسؤولية فيما يجب أن نفعله مع كل ما لدينا من سلطة. |
Bilhassa, eğer Amerika'daki medeniyet projesine devam edeceksek daha iyisini yapmamız gerektiği konusunda sizi ikna etmek istiyorum. | TED | وغالباً، أريد أقناعكم بأن علينا أن نفعل ما هو أفضل إذا أردنا مواصلة المشروع الحضاري في أمريكا. |
Neye benzeyeceği hakkında bir fikrim olduğundan değil, ancak yeni çalışanlar kategorisinde bir şeyler yapmamız gerektiği, davranış değişimiyle ilgili bir şeyler yapmamız gerektiği ve toplum eğitiminde bir şeyler yapmamız gerektiği ile ilgili bir hisse sahiptim. | TED | ليس كما لو كان لدي أي فكرة كيف كانت ستبدو، ولكن كان هناك إحساس بأن علينا أن نفعل شيء مع فئات جديدة من العمال وشيء مربوط بتغيير السلوك وشيء ايضاً مرتبط بالتعليم العام. |
Ne yapmamız gerektiği hususunda bize yardımcı olacaklardır. | Open Subtitles | سوفَ يساعدوننا بمعرفه ما يجب علينا فعله |
- O zaman ne yapmamız gerektiği belli. | Open Subtitles | .إذا نحن نعلم ما يجب علينا فعله |
Böyle yapmamız gerektiği için ayrılıyoruz. | Open Subtitles | إننا راحلون، لأن هذا ما كان يجب أن نفعله |
Ne yapmamız gerektiği konusunda benim fikrim şu. | Open Subtitles | هذا رأيي فيما يجب أن نفعله |