| Ama eğer o boynuzlu balina senin için bu kadar önemliyse bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | لكن إذا كان حوت القطب الشمالي ذلك يعني الكثير لك يجب عليك أن تفعل شيئاً |
| Diane firmada adı olan bir ortak gibi davranıyor, senin de öyle yapman lazım. | Open Subtitles | ديان تتصرف كما لو أي شريكٌ آخر سوف يفعل كما يجب عليك أن تفعل |
| Ben gittiğimde benim için bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل شيء من أجلي وأنا غائب. |
| Ama, Annie hakkında bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | لكنك يجب أن تفعل شيئا ما حول آني |
| Annie, dinle, dinle. Bunu yapman lazım. | Open Subtitles | اسمعي، اسمعي أريدك أن تفعلي هذا |
| Arama yapman lazım. 20'den fazla sonuç çıkarsa, hiçbir şey göstermiyor. | Open Subtitles | عليك القيام ببحث، وإذا كانت النتائج أكثر من 20، لا شيء سيظهر لك |
| -Demek öyle? -Ama önce bana masaj yapman lazım. | Open Subtitles | أجل لكن عليك أن تفعل لي مساج أولا |
| -Demek öyle? -Ama önce bana masaj yapman lazım. | Open Subtitles | أجل لكن عليك أن تفعل لي مساج أولا |
| Bunu kanıtlamak için taşaklı bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | نعم, حسنا عليك أن تفعل شيئا يثبت ذلك |
| Benim için bir şey yapman lazım , kayıt dışı. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل شيء لي خارج عن العمل |
| Şimdi yapman lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل هذا الأن |
| Benim için bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل شيئاً من أجلي |
| Kızın hakkında bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تفعل شيئاً بخصوص تصرّفات ابنتك |
| Benim için bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تفعلي شيئاً لي |
| İmza atarım ama önce bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | حسناً، سأوقع ولكن أولا عليك القيام بشيء ما لي |
| Ama doğru olanı yapman lazım. Doğru bildiğin şeyi. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك ان تفعل ما هو صحيح ما تعرف انه صحيح |
| Oldu ama bundan daha hızlı yapman lazım tabii. | Open Subtitles | حسناً، عليك أن تفعلها أسرع من هذا، إتفقنا؟ |
| Bazen mutlu olmak için ihtiyacın olanı yapman lazım, çünkü başka bir şansın olmayabilir. | Open Subtitles | أحياناً يجب أن تفعلي ما يسعدك. لأنكي قد لاتحصلين على فرصة اخرى. |
| Bunu doğru dürüst yapman lazım, Dexter. | Open Subtitles | يجب أن تقوم بالأمر بشكل صحيح،ديكستر |
| Doktorken, birine yardım etmek için, bazen canını acıtan bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | عندما تكون طبيباً لكي تساعد شخصاً أحياناً يتوجب عليك فعل امر مؤلم |
| Dinle, sevgilim şu an bayanlar tuvaletinde ve benim için bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | ،أجل، ممتاز اسمع رفيقتي في حمام النساء وأريدك أن تفعل شيئاً لأجلي |
| Bundan daha iyisini yapman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تقدّمَ حلاً أفضل من هذا |
| Teşekkür ederim. Bundan daha iyisini yapman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تقومي بشئ أفضل من ذلك |
| Lola, korktuğunu biliyorum, ama bunu yapman lazım. | Open Subtitles | لولا، انا أعرف أنكِ خائفة ولكن أنا بحاجة أن تفعلي هذا |