Siyaset biliminde derece sahibi, iş hayatında başarılılar, girişimciler. Aslında yaptıkları şeyi yapmak istemiyorlar. | TED | لديهم شهادات في العلوم السياسية، درجات في الأعمال انهم رجال أعمال ، إنهم لا يودون عمل ما يفعلونه الآن |
O korkunç ilk günde Fransızların yaptıkları şeyi bildikleri İingilizlerin ise bilmedikleri ortaya çıktı. | Open Subtitles | في ذلك اليوم الاول الرهيب أصبح واضحاً ان الفرنسيون يعرفون ما يفعلونه بالضبط بينما البريطانيون ليسوا كذلك |
Orada yaptıkları şeyi sevdim. - Bence iyi bir amaç. | Open Subtitles | يروقني ما يفعلونه هنا، إنّه لأجل هدف نبيل. |
Ama bunları yapmadan önce onu beklerken yaptıkları şeyi gösterdiler. | Open Subtitles | ولكن قبل أن يفعلو كل هذا لقد جعلوها ترا ما فعلوه بينما كانوا ينتظرون |
Yeni ahırı yönetemeyeceğini söyledin ama sana yaptıkları şeyi... | Open Subtitles | لقد قلت بأنك لست قادرا على تشغيل الحظيرة الجديدة ولكن ما فعلوه بك |
Sana yaptıkları şeyi... Seni ahırın kontrolörü yapmaları... | Open Subtitles | ما فعلوه بك , تحويلك الى وحدة تحكم في الحظيرة |
Irak ve New Orleans'ta yaptıkları şeyi. | Open Subtitles | نفس الشي الذي فعلوه في العراق و نيواورليانز |
Gardiyanların her zaman yaptıkları şeyi yapmak için ki bu da zaman öldürmekti, çatıda olduklarını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن الحراس ما زالوا على السطح يفعلون ما يفعلونه عادةً وهو إضاعة الوقت |
Korumak için yemin ettiğiniz o gençlerden birini teslim ettiniz ve dünyalılar, en iyi yaptıkları şeyi yaptılar gene. | Open Subtitles | لقد سلّمت أحد الصغار الذي أقسمت على حمايتهم والأرضيين فعلوا ما يفعلونه دوماً .. |
"Renk Teorisi" açıkça kurum ve devletlerin kendilerine sormak zorunda olduğu yaptıkları şeyi neden yaptıkları hakkındaki rahatsız edici soruları görünür kıldı. | TED | جعلت "النظرية الملونة" الأسئلة غير المريحة مرئية بلا لُبس، الأسئلة التي على المؤسسات والحكومات أن تسألها لذاتها، حول لماذا يفعلون ما يفعلونه. |
Dinozorlar çağının öncesinden beri yeryüzündeler ve bu zamandan beri, "doğal seleksiyonun" ince ayarı sayesinde en iyi yaptıkları şeyi yaparak, avlarını sadece uçarak yakalarlar. | Open Subtitles | لقد كانوا في جميع أنحاء الأرض منذ ما قبل زمن الديناصورات، وفي ذلك الوقت ظلوا يصقلون انفسهم عن طريق الانتقاء الطبيعي ليفعلون ما يفعلونه |
Bana yaptıkları şeyi sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب ما يفعلونه بي |
yaptıkları şeyi onaylamıyorum. | Open Subtitles | لا أوافق على ما يفعلونه. |
Her zaman yaptıkları şeyi. | Open Subtitles | ما يفعلونه عادةً |
Onlara, yaptıkları şeyi ödetmek istiyorum. | Open Subtitles | أريدهم أن يدفعوا ثمن ما فعلوه |
Ofsteven'a yaptıkları şeyi bana da yapamayacaklar. | Open Subtitles | (أياً ما فعلوه لـ (أوفستيفن لن يحدث لي، أتفهمين؟ |
Bana yaptıkları şeyi herkese yapacaklar! | Open Subtitles | هذا الشيء الذي فعلوه بيّ سيفعلوهللجميع! |