İkimiz de bu işi yaptırmak için burada gizli kaynakların olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّك تملك اللوازم السرية هنا لتنفيذ المهمة |
Pis işlerini yaptırmak için masum insanlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيطرته محدودة. إنّه بحاجة إلى رسل لتنفيذ مخطّطاته القذرة. |
Çünkü pis işlerini yaptırmak için daima güvenebileceğin bir kişi varsa o kişi bir korsandır. | Open Subtitles | لأنّ أفضل مَنْ تعتمد عليه لتنفيذ الأعمال القذرة... هو القرصان |
Ben bazı Hollywood yıldızları gibi sana istediği şeyi yaptırmak için göz kırpacak bir tip değilim. | Open Subtitles | أنا لست إحدى نجمات هوليوود الناشئة التي تتملقك لتحصل على ما تريد |
Torrez, kontrol edebileceği bir sınır teli yaptırmak için Senatör McLaughlin'in yeniden seçilmesini destekliyor. | Open Subtitles | (توريز) يريد من السيناتور ان يقوم ببناء السياج الذي يمكنه اختراقه |
Birileri kirli işlerini yaptırmak için Harlem'deki gençlere para veriyor. | Open Subtitles | يوظف أحدهم شباباً من "هارلم" لتنفيذ أعمال قذرة. |
Aptal Ev Arkadaşlığı Anlaşması'nda bana istediklerini yaptırmak için Sheldon'ı kullanmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لم تكنِ بحاجة لاستخدام (شيلدون) لتنفيذ رغباتك في اتفاقية "رفيق السكن السخيفة" |
Sevgili arkadaşın Marcel, ayak işlerini yaptırmak için seni kullanıyor. | Open Subtitles | (صديقك العزيز (مارسِل ... يخدعك لتنفيذ أوامره |
Durumu kafanızda canlandırabiliyor musunuz? Kadın tüm o yolu enjeksiyonunu yaptırmak için katediyor. | TED | لذلك بامكانك تخيل الحاله -- انها تمشي كل هذا الطريق لتحصل علي حقنها . |
Torunları ile oynamak yerine, sadece tedavi ve testlerini yaptırmak için haftada üç gün, iki saat bütün Amsterdam'ı dolaşması gerekiyor." | TED | بدلاً من أن تلعب مع الأحفاد، عليها الآن أن تسافر ثلاث مرات في الأسبوع ساعتين ذهاباً وإياباً إلى أمستردام فقد لتحصل على علاجها وتحاليلها." |
Torrez, kontrol edebileceği bir sınır teli yaptırmak için Senatör McLaughlin'in yeniden seçilmesini destekliyor. | Open Subtitles | (توريز) يريد من السيناتور ان يقوم ببناء السياج الذي يمكنه اختراقه |