"yarık" - Traduction Turc en Arabe

    • الصدع
        
    • الشق
        
    • شق
        
    • الشقّ
        
    • فجوة
        
    • صدع
        
    • شقّ
        
    • الفجوة
        
    • مشقوق
        
    • للشق
        
    • صدعية
        
    • المشقوق
        
    • المتصدع
        
    • شقوق
        
    • مشقوقة
        
    yarık aktivitesi iki zaman diliminin iç içe geçtiğini gösteriyordu. Open Subtitles كسر في الصدع يعني أن هناك زمنين مختلفين يصطدمان ببعضيهما
    O tarihte Barrage'de kaydedilen bir yarık etkinlik kaydı yok. Open Subtitles لا وجود لنشاطات الصدع في نطاق السد في هذا التاريخ
    Tam güç elde ettik. Gidebiliriz. Açılan yarık, enerjimizi doldurdu. Open Subtitles نحن جاهزون للذهاب، ففتح الشق زودنا بالطاقة الكافية، هل نرحل ؟
    Sol elimin ucunda, 10-15 santimlik bir yarık olması lazım. Open Subtitles اعلى يدى اليسرى. هناك شق بحوالى 5 بوصات او ستة
    Siperlikteki yarık dardır. Ama kıymıklar oradan geçebilir. Open Subtitles الشقّ فى فتحة الخوذة ضيق لكن قد تخترقه شظايا
    Bakın, gaz fışkırması, 800 metre genişliğinde ve en az 3 kilometre derinliğinde bir yarık oluşturmuş. Open Subtitles الغازات الناتجة عنه خلقت فجوة بعرض 1.5 ميل وعمق 2 ميل
    Uçurumun hemen altında büyük bir yarık olduğunu açıkça görüyordum. Open Subtitles كنت أرى بوضوح أنه يوجد صدع مباشرة أسفل الجرف
    Onu yaparken de Yeraltı Dünyası'na bir yarık açtım. Şimdiyse her şey öncekinden beter. Open Subtitles و بفعل ذلك تسببتُ فى إنفتاح شقّ بين إلى العالم السفلي ، و على إثره سائت الأمور عن ذي قبل.
    Gökyüzünde yarık açılıyor ve koca hiçbir şey mi oluyor? Open Subtitles الصدع يفتح في السماء انها مجموعة كبيرة من لا شيء؟
    Şehrin ortasında başka bir evrene çıkan bir yarık açamayız. Open Subtitles لا يمكن فتح الصدع إلى آخر العالم في وسط المدينة
    Bu konu için yeterince yüksek ve havza suyu, buz örtüsünün başına kadar yarık boyunca ilerliyor, aşağıya doğru bin metre. TED وفي حالتنا هو كذلك وبعدها يقوم الماء بزيادة عمق الصدع حتى يصل إلى قاعدة الصفيحة الجليدية ألف متر تحت الأرض
    Yani daha da güçleniyorlar. yarık genişliyor ve bir şeyler gizlice gelecek. Ne yarığı? Open Subtitles معنى هذا أن الصدع يتسع وشئ ما يحاول العبور متسللاً
    yarık genişliyor ve yaratıklarla psikopatları neresi hoşlarına giderse oraya davet ediyor. Open Subtitles الصدع ينتشر وتتخلص من الكائنات الفضائيّة والأشباح حيثما أرادت
    yarık buraya kadar yetişemez, değil mi? Open Subtitles الصدع لا ينتشر بعيداً هكذا ، أليس كذلك ؟
    Sinaptik yarık, fırtınayla yeryüzü arasındaki gök gibi, alıcı bölgedir. Open Subtitles و الشق بين الاشتباكات العصبية هو السماء بين.. العاصفة و الأرض التي تتلقى الضربات
    Tam güç elde ettik. Gidebiliriz. Açılan yarık, enerjimizi doldurdu. Open Subtitles نحن جاهزون للذهاب، ففتح الشق زودنا بالطاقة الكافية، هل نرحل ؟
    yarık lamba mikroskobu gözün ön odasında şişlik olduğunu gösterdi. Bu üveit. Open Subtitles فحص الشق الطولي أظهر أن الغرفة الأمامية للعين متورمة، التهاب العنبية
    Kafa tasının merkezinde dikilerek kapatılmış 3 santimlik bir yarık olması lazım. Open Subtitles في مؤخرة الجمجمة، سيكون هناك شق طوله شِبر واحد تم خياطته جيداً.
    Taş onun eline geçtiği zaman, örtüdeki yarık bir daha asla onarılamayacak ve Yaşayanlar Dünyası sonsuza dek karanlığa gömülecek. Open Subtitles و بُمجرّد أنّ يحصل عليهِ ، لن تكون هنالك إمكانية لغلق الشقّ أبداً. و سيسقط عالم الأحياء في الظلمّة إلى الأبدّ.
    Uzayda bir yarık var ve zamanı tam bu şehir üzerinden akıyor. Open Subtitles هناك فجوة في المكان والزمان يجريان تحت المدينة
    İşin kötü tarafı, zaman ve mekan olarak şehrinizin yarık üzerine kurulmuş olması. Open Subtitles هذا هو عيب أن تكون مدينتكم مبنية على صدع زمكاني
    Bilmiyorum. İlk defa uzay zamanda... ..boyutsal bir yarık açmaya kalkışıyorum. Open Subtitles لستُ أدري، هذه محاولتي الأولى لفتح شقّ بُعدي في الزمكان.
    Açılan yarık üç gün içinde kendini kapatır sanıyorum. Open Subtitles حسنٌ، من المفترض أن تصلح الفجوة نفسها خلال حوالي ثلاثة أيام.
    yarık damak ya da kalp hastalığı olması ihtimali daha fazla. Open Subtitles الأرجح أن يكون لديه حنك مشقوق أو عيب قلبي.
    Birinci buz kitlesi, ikinci buz kitlesi, ...Ütü rotası, Yokuş rotası, Örümcek rotası sonra da zirvedeki buzula uzanan yarık ve sonra da tanrıya şükürler olsun! Open Subtitles حقل الجليد الأول، حقل الجليد الثاني، و المكواة، و المنحدر، و العنكبوتية، ثم الخروج الجيد للشق إلى ساحة قمة الجليد،
    İçleri zehirli madde dolu ve yarık fırtınası tarafından çekilmiş. Open Subtitles ، محتوياتها أخطر من السم وقد ابتلعتها عاصفة صدعية
    yarık damaklı şu küçük köylü çocuk. Open Subtitles ذلك الصبي الصغير ، فتى القرية مع سطح الفم العلوي المشقوق
    Burası, Doğu Afrika'nın Büyük yarık Vadisi. Open Subtitles أنا أحلق فوق الوادي المتصدع العظيم في شرق أفريقيا.
    Tutunacak ne bir yarık ne de bir kenar vardı, var olan tek şey onu düz duvardan ayıran küçük pürüzlerdi. TED لم تكن هناك شقوق أو حافات للتشبث بها، مجرد تموجات صغيرة الملمس على جدار شبه رأسي.
    Ya yarık toynaklı canavarlar ve kanını donduran çığıklarıyla işkence çeken çocuklar varsa? Open Subtitles ماذا لو كانت هناك وحوش ذات ظلوفٍ مشقوقة وأطفال معذبين، وصرخات تخّثر دمك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus