"yaratmaya" - Traduction Turc en Arabe

    • خلق
        
    • إنشاء
        
    • يخلق
        
    • لخلق
        
    • أخلق
        
    • إحداث
        
    • خَلْق
        
    • لإحداث
        
    • بخلق
        
    • لصنع سلالة
        
    Kendi fırsatını yaratmaya çalışacaktır. İşte o zaman kendini ele verecektir. Open Subtitles سوف يحاول خلق الفرصة المناسبة و عندها سيفضح السيد العجول نفسه
    Uzak gelecekte etkileşime girmek isteyeceğiniz teknolojiler yaratmaya çalışıyoruz. TED نحن نحاول خلق تكنولوجيا قد تودّ التفاعل معها في المستقبل البعيد.
    ve bu şekilde mantık bize daha iyi bir dünya yaratmaya yardımcı olur. TED وبهذه الطريقة يساعدنا المنطق على خلق عالم أفضل.
    Bu tamı tamına Tamircilik Okulu denen şeyi yaratmaya başladığım an. TED هذه اللحظة بالضبط التي بدأت فيها إنشاء شئ يسمى مدرسة التصليح
    Bu kaos içinde küçük de olsa bir mantık ve düzen yaratmaya çalışır. Open Subtitles يحاول أن يخلق نوع من النظام في وسط الفوضى
    Kurumların başındaki insanlar olarak, ahlaki beceri ve ahlaki iradeyi cesaretlendiren ve körükleyen ortamlar yaratmaya gayret etmeliyiz. TED وكرؤساء منظمات، يجب أن نسعى لخلق بيئات تشجع وتغذي كلاً من المهارة الأخلاقية والإرادة الأخلاقية.
    Ne zaman romantik bir an yaratmaya çalışsam, kendimi sınıfta buluyorum. Open Subtitles حاولت أن أخلق لحظة رومانسية, و أنتهى بي المطاف بدرس في الطبخ
    - Ne zamanı? Bu adamlar arasında anlaşmazlık yaratmaya aralarını bozmaya çalışıyor. Open Subtitles إنّه يُحاول إحداث مُشكلة بين هذين الرجلين، وجعلهما ينقلبان على بعضهما البعض.
    Benzer şekilde biz de laboratuvarımızda yapay robot sürüleri yaratmaya çalışıyoruz. TED بالمثل في مختبرنا حاولنا خلق سرب صناعي من الروبوتات.
    Sürekli, dışarıdaki hayatın bir benzerini yaratmaya çalıştılar ama bulundukları durumun gerçekliği kaçınılmazdı. TED حاولوا باستماتة إعادة خلق تلك الحياة الموجودة بخارج المعسكر لكن لا يمكن تجاهل واقعهم.
    Yem ile suyun daha asidik hâle getirilmesi daha çok yararlı bakteri sağlayan ve patojenleri engelleyen bir ortam yaratmaya yardımcı olur. TED جعل المياه مع العلف أكثر حمضية يساعد على خلق بيئة تفيد البكتيريا الأكثر نفعاً وتمنع مسببات الأمراض.
    İçerik tecrübesinin bir sonraki nesli için içerik yaratmaya nasıl başlayabiliriz? TED كيف يمكننا أن نبدأ في خلق محتوى للجيل القادم من تجارب المحتوى؟
    Ve kendini tarihsel hissediyor. Bu durumun olağanüstü birşeyler başarmak için tarihsel bir olanak olduğu hissini yaratmaya çalışıyor. TED ويبدو أمرا تاريخيا. إنه يحاول خلق إحساس أن هذه فرصة تاريخية لتقوم بشيئ رائع حقا.
    Yüz elli yıl önce bilim adamlarımız uygulanabilir bir prototip yaratmaya yaklaşmışlar. Open Subtitles قبل 150 سنة علمائنا كانوا قريبون إلى خلق النموذج الفعّال،
    Gerçek bir film yaparak, şiir ve belirsizlikle karışık bir duygusal gerilim yaratmaya çalışacağım. Open Subtitles لعمل فيلم حقيقي. سأحاول خلق توتر حسي، بمزيج من الشعر و الإثارة
    Belki de küçük bir ihtimal, ki öyle başka bir Wraith türü yaratmaya çalışıyorlardı, herhangi bir melez yaratık yaratmaya çalışıyorlardı. Open Subtitles من المحتمل أنهم كانو يحاولون خلق شبح آخر من أنّهم كانوا يحاولون في الحقيقة أن يخلقوا بعض أنواع المخلوقات الهجينة
    Herkesin güvende olduğu, barış içinde bir dünya yaratmaya çalışıyoruz. Open Subtitles فنحن نحاول إنشاء عالم يسوده السلام حيث الجميع يعيش بأمان
    şehirde yeni olduğumdan ve bir sahneye erişimim olmadığından, kendi kamusal alanlarımı yaratmaya karar verdim. TED لم أستطع النفاذ لخشبات المسارح لأنني كنت حديث العهد بالمدينة، لذلك قررت إنشاء خشبة مسرحي الخاصة في الأماكن العامة.
    İnsanlarım bunca zaman yeni bir tür vampir yaratmaya çalıştılar. Open Subtitles يحاول شعبي ان يخلق نوعا حديدا من مصاصي الدماء
    Annem, çok özel bir atmosfer yaratmaya kendini adamıştı ben bunu devam ettirmek istiyorum. Open Subtitles أمي كرست وقتها لخلق هذا الجو المميز.. وأريد المحافظة على ذلك
    Ambiyans yaratmaya çalışıyorum. Open Subtitles أسكتي, أحاول أن أخلق جواً ملائماً هنا
    Konuşarak bir farklılık yaratmaya çalışıyorduk. Open Subtitles نحن نتحدث عن إحداث فارق لكن حتى الأن هذا كل ما كان
    Bir Goa'uld'un bileceği her şeyi kendilerine söyleyebilecek bir insan yaratmaya çalışmışlar. Open Subtitles حاولوا خَلْق الإنسان الذي يُمْكِنُ أَنْ يُخبرَهم عن كل معارف الجؤولد.
    Buna inanmak istiyorum ama tek bir adam fark yaratmaya yetmez. Open Subtitles ولكن شخص واحد لا يكفي لإحداث فارق
    Bunun mitolojisinden bir dünya yaratmaya başlıyorum. TED والآن من الأسطورة المتعلقة بذلك، بدأت بخلق عالم.
    Şu anda Alfred yeni bir veraset yoluyla tahta çıkma sırası yaratmaya çalışıyor. Open Subtitles الآن ، يعمل (ألفريد) لصنع سلالة للحكْم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus