Onun da dediği gibi, benim durumumdan bir şey öğrenebilirseniz bunun bir sonraki kişiye yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | وكما قالت. إذا كان بإمكانكم تعلم شيء مني، قد يساعد الشاب القادم، |
Belki de bağımsız bir laboratuvarda tahlil yaptırabiliriz. Bunun yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما نستطيع أن نفحصكَ في مختبر مستقل، ونُثبت أنّكَ كنت نظيف، ذلك قد يساعد |
Söylemeniz önemli, başkalarına da yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | من المهم أن تقومي بذلك ذلك قد يساعد الآخرين |
Çünkü... Çünkü acından bahsetmenin çok yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنّ التحدّث عن ألمك قد يكون مفيداً جدّاً |
Bize bir yardımı dokunabilir sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أنه قد يكون مفيداً لنا و |
Bu durumda, belki bize yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | في هذه الحالة ربما يمكنها المساعدة |
Belki muayenehane dışında daha çok özel seansın yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما المزيد من الجلسات لنا معاً خارج المكتب ستكون نافعاً |
Sunu söyleyeceğim çünkü ileride birilerine yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | سأقولها وحسب لأنها قد تساعد الآخرين مستقبلا |
Bu yüzden, evet, yani Merdiven'e çıkmanın yardımı dokunabilir ama bu, çocuğunun hasta olup olmadığını değiştirmez. | Open Subtitles | لذا، نعم، اعنى الصعود على السلم ربما يساعد ولكنه لن يغير من حقيقة ان طفلتك مريضة ام لا |
-Ailen de orada olursa yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | قد يساعد أيضاً لو كان أبواكي هناك |
Sen pek "sevgili günlük" tipi değilsin ama her şeyi kendine sakladığın için, sana yardımı dokunabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ليس لأنّك من نوع"مفكرة غالية"، لكن منذ أن أصبحت تبقي كل شيء لنفسك إعتقدت أنّ هذا قد يساعد |
Belki de sorularımıza yanıt bulmakta bir yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | قد يساعد في الإجابة عن أسئلتنا |
Belki babasıyla konuşmamın bir yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما لو حادثت والده قد يساعد |
O sizi tanıyordu ve hatırlayacağınız herhangi bir şeyin Demetri'ye yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | -حسناً، هو يعرفك -و أيّ شيءٍ تعرفينه قد يساعد (ديميتري ) |
Belki Stephen Turner'ın yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما (ستيفان تيرنر) يمكن أم يكون مفيداً. |
Bilemiyorum. Belki o rahibenin yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما تلك الراهبة يمكنها المساعدة |
Silah elimize geçse yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | سيكون أمراً نافعاً لو أصبح المسدس بحوزتنا |
Bu tarz küçük hesapların yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | مقاييس أصغر كهذه قد تساعد |
Bu bölük pürçük hatırlamalarına bir yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما يساعد ذلك في حث تلك الشظايا |