| Pardon, yargılayıcı davranıyorum değil mi? | Open Subtitles | آسفة, انا أتصرف بشكل حكمي حقاً, ألست كذلك؟ |
| Cleveland'ın yargılayıcı insanları ile ilgili çirkin gerçeği açığa çıkarmak üzereyim | Open Subtitles | معلومات للكشف عن حقيقة قبيحة عن الناس حكمي كليفلاند. |
| Çok tutucu ya da yargılayıcı falan olmak istediğimden değil. | Open Subtitles | انا لا اقصد ان اكون حكماً او شئ من هذا القبيل , انا فقط كل هذا جيد |
| Bu kadar yargılayıcı olma! | Open Subtitles | من المفترض ألا تحكمي على أي شيء |
| O yargılayıcı sürtüğü evimde istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد تلك المرأة البغيضة الناقدة بمنزلي |
| Biraz yargılayıcı olmaya başladın. | Open Subtitles | حسنا, ربما أنت الآن تطلقين عليها الأحكام |
| Annen gibi yargılayıcı biriyle olmak kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | لابد بأنه من الصعب أن يعترف لعاهرة إنتقادية كأمكِ. |
| İnsanlar, yargılayıcı değillerdi. Sarılgandılar. | Open Subtitles | الناس لم تكن ناقدة كانت حاضنة |
| Yüzler konusunda kötüyüm. Bu yargılayıcı bir ifade mi... | Open Subtitles | أنت لست جيداً مع الأوجه هل هذا وجه حكمي ؟ |
| O her zaman çok yargılayıcı oldu, ve de çok şüpheciydi meğerse asıl şüpheli oymuş | Open Subtitles | كانت دائما حكمية جدا، واستطيع ان اقول لشخص حكمي فقط من خلال النظر في 'م. |
| Son seansımızda bazılarınızın ses tonumu birazcık yargılayıcı bulduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | لذا ، أعلم أن أخر جلسه بعضكم ظن أن... لهجة بلدي .. بدت كصبي حكمي... |
| Sen de yargılayıcı pisliğin tekisin. | Open Subtitles | أنت مُتسكّع حكمي. |
| - Hayır. - Bu yargılayıcı bir tondu. | Open Subtitles | وهذا يبدو وكأنه حكمي |
| "Ama bu kadar yargılayıcı olma" | Open Subtitles | "لكنني لا أكون حكماً بالمثل" |
| "Ama bu kadar yargılayıcı olma" | Open Subtitles | "لكنني لا أكون حكماً بالمثل" |
| "Ama bu kadar yargılayıcı olma" | Open Subtitles | "لكنني لا أكون حكماً بالمثل" |
| Aman Tanrım, bu kadar yargılayıcı olma. | Open Subtitles | يا إلهي، لا تحكمي علي بهذا الشكل. |
| Mai Tai'mi yavaşça yudumlarken yargılayıcı bakışlarınla karşılaşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحس بك ترمقني بتلك النظرة الناقدة بينما أرتشف شرابي |
| Nesnelleştirici, aceleci, yargılayıcı, evet. | Open Subtitles | تافهة و ملحة و تكثر من الأحكام , أجل |
| Annem yargılayıcı biri değil. | Open Subtitles | أمي ليست إنتقادية. |
| - ...git gide yargılayıcı ve eleştirici oluyorsun. | Open Subtitles | تكونين ناقدة و صادرة للأحكام -ماذا؟ |
| Ben şimdiye kadar tanıştığın en az yargılayıcı insanım. | Open Subtitles | أنا أقل شخص يحكم على أفعال الناسقد تقابليه |
| Konu bunlar olunca çok yargılayıcı oluyor. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بذلك النوع من الأشياء ، يكون مُصدراً للأحكام كثيراً |
| Evet, çünkü sen çok yargılayıcı davranıyorsun. | Open Subtitles | نعم, لأنك تأخذين أحكاما متسرعة |
| Çok yargılayıcı birisi olduğumu biliyorum ve bunun için özür dilerim ama elimde değil. | Open Subtitles | أعني انني أصدر الاحكام كثيرا أعتذر عن ذلك لكن لكن لا أستطيع أن أتوقف |
| - Büyük yargılayıcı gözlerle. | Open Subtitles | بأعين كبيرة تحكم على الناس |