"yavaştır" - Traduction Turc en Arabe

    • بطيئة
        
    • أبطأ
        
    • بطئ
        
    • بطيئون
        
    • ببطيء
        
    • بطيء
        
    Çünkü saat o kadar yavaştır ki, Çok az ilerlemiştir, Open Subtitles لأن ساعته كانت بطيئة للغاية فقد زاد عمره بشكل بسيط
    Romanya kırsallarında, değişim hızı nispeten daha yavaştır. Open Subtitles في رومانيا الريفيّة، سرعة التغيّر كانت بطيئة نسبيّاً.
    Gerçekçi olmalısın. Refleksler çok yavaştır. Open Subtitles من الأفضل أن تكون واقعى الأفعال المنعكسة بطيئة
    Benim yöntemlerim seninkilerden oldukça yavaştır, 4. Open Subtitles كذلك ، لا تكاد أساليب بلدي أبطأ من يدكم ، وأربعة.
    O biraz yavaştır. Sanırım formundan düşmüş. Open Subtitles انه آت انه بطئ قليلا كما تعرف لقد فقد لياقته
    Eğer onlar büyük sen küçüksen, sen hareketlisin onlar yavaştır. Open Subtitles إذا هم كبار وأنت صغير , ثمّ أنت نقَّال وهم بطيئون.
    Çünkü saç büyümesi çok yavaştır ve bir zaman şeridi oluşturur. Open Subtitles لأن الشعر ينمو ببطيء مع الزمن فهو ينشيء خط زمني للتصنيفات
    Bu süreç yavaştır. Open Subtitles وهذه العملية بطيئة وتأخذ غالبا آلاف وآلاف من السنين
    Pek sayılmaz. Kış uykusuna yatan ayıların kalp atışı oldukça yavaştır. Open Subtitles ليس تماماً بالبيات تكون دقات قلب الدب بطيئة
    9 mm.'lik kurşun yavaştır ve sadece 30 metre içindeki hesabı doğru çıkar. Open Subtitles رصاصات 9 ملم بطيئة و دقيقة فقط حتى 30 متراً
    Ama bu süreç çok yavaştır, bu da sana odayı gazla doldurup kaçma şansını verir. Open Subtitles ولكن هذه العملية ستكون بطيئة جداً مما يتيح لك الوقت لمليء الغرفة بالغاز
    - Sekreterim evrak işinde biraz yavaştır. Open Subtitles ,آوه, السكرتيرة الخاصة بي تصبح بطيئة جداً عندما يصبح الموضوع متعلق بالأعمال الورقية
    SODIS kullanımı kolay ve enerji verimli olmasına rağmen, sadece güneş enerjisi kullandığı için oldukça yavaştır, bulutlu günlerde bu işlem iki güne kadar uzamaktadır. TED بالرغم من أن سوديس سهلة الاستخدام و موفرة للطاقة لأنها تستخدم الطاقة الشمسية فقط فإنها بطيئة للغاية و قد تستغرق مدة يومين عندما يكون الجو غائماً.
    Apartman asansörleri daima işyerlerindekilerden yavaştır.. Open Subtitles مصاعد الشقق أبطأ من مصاعد المكاتب،
    Şu an için hiçbir şey güvenli değil, ancak orada fırında pişmekle burada kızarmak arasında tercih hakkım varsa, pişmek daha yavaştır. Open Subtitles لا أعتقد أن هناك أي شيء آمن بعد الآن، ولكنه اختيار ! بين أن نُخبَز هنا، أو نُحمَّر في الخارج، وأنا أفضل الخبز لأنه أبطأ
    Yani em hızına göre fiziksel seyahat acı verici şekilde yavaştır, em şehirlerinin çoğu kendi kendine yeterken, savaşların çoğu siber savaşlardır, em şehirlerinden uzak kalan dünyanın çoğu insanlara kalmıştır, çünkü emler buna ilgi duymuyordur artık. TED فعند سرعات إم، يلمسُ الانتقال الواقعي الألم بطريقة أبطأ حقًا، فمعظم مدن إم مكتفية ذاتيًا، معظم الحروب هي حروب إليكترونية، ومعظم بقية الأرض بعيدة عن مدن إم وهي باقية للبشر لأن إمز ليست مهتمة بها.
    Tabii ki... ama benimki çok yavaştır. Open Subtitles بالتأكيد ... لكن كمبيوتري الخاص بطئ جدا
    İş WNBA hızlı hücumlarından bile daha yavaştır. Open Subtitles اقصد , ان العمل بطئ WNBA ابطئ من اسرع هجوم في (اتحاد كره السله للسيدات: WNBA)
    Fransızlar ne kadar yavaştır bilirsin. Yoksa bilmiyor musun? Open Subtitles هكذا هم الفرنسيون بطيئون عادةً, ألا تعلم؟
    Erkekler çok yavaştır. Open Subtitles الرجال بطيئون جدا
    Gitmek istemediğini biliyorum fakat Vancouver'de yaşam daha yavaştır senin için en iyisi olacak Open Subtitles اعرف انك لا تردين الذهاب ولكن الحياة في فانكوفير تتحرك ببطيء ستكون افضل بالنسبة لكي
    Zaten burada olaylar yavaştır. Sana birşey sormalıyım. Open Subtitles الأشياء تتم ببطيء هنا , على أية حال دعينىأسألكِعن شيء...
    İçgüdülere kıyasla bilinçli düşünce oldukça yavaştır. TED وبالمقارنة مع الفطرة، فإن التفكير المتعمد بطيء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus