Yaklaşık iki saattir yayan ilerliyor. | Open Subtitles | خرج من بوابة السجن مذ أقل من ساعتين على قدميه |
Buraya geldiklerinde araba sesi duymadım. yayan gelmiş olmalılar. | Open Subtitles | لم اسمع صوت سيارة عندما أتوا, ربما جاءوا سيرا على الأقدام |
yayan gelmeleri gerekebilir! Günlerce, bir hafta sürebilir! | Open Subtitles | من الممكن أن يجيئوا هنا مشياً على الأقدام قد يستغرق أيام، أسبوع |
Hemen geliyorum. Bayanlar ve baylar, bize katıldığınız için teşekkür ederiz. Demek dedikoduları yayan sensin. | Open Subtitles | سأكون عندكِ إذًا أنت من ينشر هذه الشائعات؟ |
Tüm birimler, şüpheli yayan ve Iron Works'e gidiyor. | Open Subtitles | كل الوحدات المشتبه به على قدميه يتجه ناحيه المبنى الحديدي |
Aklı karışmış, hendeğe girmiş ve yardım istemek için yola yayan devam etmiş olabilir. | Open Subtitles | يصبح مرتبكاً، يرتطم بالخندق ثم يبحث عن المساعدة على قدميه |
Ortağım zanlıyı yayan takip ediyor, nereye gittiğiyse bilinmiyor. | Open Subtitles | شريكى فى مطاردة على قدميه وإتجاهه غير معلوم |
Etimiz bitmişti, biz de etraflarını sardık ve yayan olarak üstlerine saldırdık. | Open Subtitles | كنا نحتاج إلى اللحم... و لذلك تحركنا و توجهنا صوبه على الأقدام |
Katırlarımızla beraber yayan ilerliyorduk. | Open Subtitles | كنا نتقدم سيراً على الأقدام مصطحبين معنا حيوانات الجر |
Hem de nasıl! yayan, atla ve deveyle. | Open Subtitles | يمكنك تقول ذلك ضعف مشيا على الأقدام ، على ظهر الفرس وعلى الجمل |
Sonrasında arabayı bırakıp sınırı yayan geçeriz. | Open Subtitles | سَنَتخلّصُ منها ونَعْبرُ مشياً على الأقدام |
ülkemin kadınlarının bile yayan geçebileceği çöllerde. | Open Subtitles | في الصحاري أولائك النِساءِ مِنْ بلادي يُمْكِنُهم أَنْ تَعْبرَوها مشياً على الأقدام. |
Onlar için en büyük tehdit senin gibi panik ve korku yayan parazitler. | Open Subtitles | عمال منجم خائفين، وأكبر تهديد لهم هو متطفل مثلك ينشر الرعب والفزع. |
Sahtekar İsa ile ilgili yalanlar yayan bir adam yerine, mesajına güzellik ve güç ve hakikat katacak bir adamı. | Open Subtitles | وليس رجلا ً ينشر أكاذيب حول يسوع المحتال ولكن رجلا يمكنه أن يضيف الجمال والسلطة والحقيقة |
Çoğunlukla yayan gidecekmişiz gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو لى أننا سنسير على أقدامنا عندما نقرر الرحيل. |
Çocuk kızın bu taraftan yayan geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | الشاب قال ان الفتاه أتيت من هذا الأتجاه على قدميها |
Saldırı esnasında yayan olmasını ben emrettim Kumandanım. | Open Subtitles | لقد أعطيته الأمر بالقيادة مترجلاً يا أمبراطور |
Metal nesnelere nazaran anormal ses dalgası yayan her şeyi buluyorum ben. | Open Subtitles | فقط بدلا من الاستماع لأجسام معدنية، أنا الاستماع لشيء التي تنبعث موجة الصوت غير طبيعية. |
Bilgisayar virüsünü yayan ve konsolosluğa tehdit e-postalarını gönderen IP adresini bulduk. | Open Subtitles | لدينا العنوان الإلكتروني الذي أطلق فيروس الحاسوب ورسائل التهديد الإلكترونية ضد القنصلية. |
Çok sayıda CO2 yayan? | TED | مالذي كان ينبعث منه أكثر كميّة من ثاني أكسيد الكربون؟ |
Kamyonetle mi takip etsek, yayan mı? | Open Subtitles | هل يجب أن نستقل الشاحنة ، أم نتبعه على اقدامنا ؟ |
Doğru bilgileri toplayan casuslar var ve yanlış bilgileri yayan casuslar var. | Open Subtitles | هناك الجواسيس الذين يجمعون المعلومات الجيدة. و أخيراً الجواسيس الذي ينشرون المعلومات السيئة |
Golf konuşuyor. SO7 Botanik Bulvarı'na yayan bir şekilde giriş yapıyor. Sekiz konuşuyor. | Open Subtitles | من غولف، رقم سبعة تدخل المنتزة من مدخل شارع الحدائق النباتية سيرًا على الأقدام |
yayan olarak randevu noktasına geliyor. 50 metre uzakta. | Open Subtitles | انها تقترب من نقطة اللقاء سيرا على الاقدام ,بمسافة 50 يارده |