"yaymayı" - Traduction Turc en Arabe

• نشر
• لنشر

Serbest bırakıldığında da patatesi Fransa'ya yaymayı kendine görev tanıdı.
وهكذا عندما أُطلق سراحه، أخذ على عاتقه مسؤولية نشر البطاطا في فرنسا.

Adamları yaymayı öneriyorum York, iki birlik kuzeye, bir tane de doğuya.
أقترح نشر الرجال قوتان إلى الشمال، وحدة إلى الشرق

- Diğerlerine yaymayı da unutma. - Kafasına ödül bile konulabilir.
لا تخجل من نشر ذلك الخبر، فثمّة مُقتفين حاذقين.

Kimyasal saldırılara karşı deriye uygulanan panzehirleri yaymayı sağlayan bir prototip.
نموذج أولي لنشر المضادّات الموضعية للهجمات الكيمياوية

Sanırım hastalığı kendine bulaştırıp dünya etrafında uçarak yaymayı planlıyor.
أعتقد أنه قد يخطط لنقل العدوى لنفسه ويتنقل حول العالم لنشر المرض

"Mesajları yaymayı durdurmazsan, hayatın tehlikede demektir."
توقف عن نشر رسالتك أَو حياتك ستكون في خطر

O zamanlar insanlar Hristiyanlığı ve uygarlığı tüm dünyaya yaymayı ahlaki bir görev olarak görüyormuş."
الناس وقتها ظنّوا حتّى أنّ نشر المسيحية والحضارة حول العالم كان واجبهم الأخلاقيّ."

Hakkımda korkunç iftiralar yaymayı düşünüyor.
إنها تنوي نشر إكاذيب مروعه عني

Bize, sessiz sedasız reformları yaymayı görev edinmiş kişiler gerekli.
لكي يواصلون بهدوء نشر أعمال الإصلاح

Daha iyi bir gelecek için senin mesajını yaymayı.
في نشر رسالتك لأجل مستقبل أفضل.

Bu özelliği yaymayı nasıl sağlarız?
كيف يمكن نشر هذه السمة؟

Etrafa aptalca söylentiler yaymayı bırak.
توقف عن نشر الاشاعات

Etrafa yalan haber yaymayı bırak.
توقف عن نشر الأكاذيب

O Lorna, kirli yalanları yaymayı meslek haline getirmiş.
إنها (لورنا) و طريقتها في نشر الأكاذيب الصغيرة

Yani radyasyonu geniş bir alana yaymayı düşünüyorlar, değil mi?
لذا هم يُخطّطونَ لنشر الإشعاعِ في كافة أنحاء a منطقة كبيرة، أليس كذلك؟

- Gazı böyle yaymayı planlıyorlardı.
هكذا يخططون لنشر الغاز.

Sizin ve Marshall Bowman'ın ölümcül bir virüs yaymayı planladığınızı ve bunun istenmeyen bir sonuç olduğuna inanıyorum.
أعتقد أنك و(مرشال بومان) تآمرتما لنشر فيروس مميت، وهذه هي النتيجة الغير مقصودة.