O gece saat yedide çocuk ve babası arasında bir tartışmadan, kavgadan bahsetmediler mi? | Open Subtitles | ألم يشيروا إلى شجار، خلاف بين الرجل العجوزِ وابنه حوالي الساعة السابعة تلك الليلة؟ |
Gelemem. Atıştıracak kadar zamanım var. Saat yedide coğrafyam var. | Open Subtitles | . لا يمكنني ، لدي وقت لوجبة سريعة فحسب . لدى درس جغرافيا الساعة السابعة |
Sabah yedide bir telefon geldi. George Washington Köprüsü'nde olmalıydın." | Open Subtitles | وبعد ذلك جاءتني مكالمة في الساعة السابعة صباحاّّ |
Tamam. O zaman yarın,Shaolin tiyatrosu. Shi-Shi festivali, saat yedide. | Open Subtitles | حسنا, اذا بالغد, مسرح الظل , مهرجان شي شي الساعة سابعة |
maliyeti mekan başına yaklaşık 70.000 dolar. Yani katlanma ve otonomi özelliğiniz varsa, bunu mekanın yedide biri kadarına yapabilirsiniz. | TED | في داخل المبنى. لذلك إذا كانت تلك المساحة قابلة للتحريك والطي ، يمكنك عمل ذلك في واحد على سبعة من المساحة. |
Beni saat yedi civarı alır mısınız? Saat yedide. Tam olarak. | Open Subtitles | تعالى و اصتحبنى اليوم الساعه السابعه _ سأكون فى المعاد _ |
yedide bitmiş olacak. | Open Subtitles | حتى ننتهي في السابعة مساء |
İşe yedide başlardım ve yüzüm gülmek zorundaydı. | Open Subtitles | نبدأ في الساعة السابعة ويجب أن تعلوا الابتسامة وجهك |
Siyah adamım yarın yedide geliyor. | Open Subtitles | سيأتي الرجل الاسود عندي غدا في الساعة السابعة |
- Ne zaman biter? yedide başlarsa, dokuzda biter. | Open Subtitles | ستنتهي في الساعة التاسعة إذا بدأت في الساعة السابعة. |
Silver Springs kanyonu girişindeki meşe koruluğunda... saat yedide! | Open Subtitles | فى بستان خشب السنديان فى وادى الربيع فى الساعة السابعة |
Bir an önce burada olsa iyi olur. Mağazalar saat yedide kapanıyor. | Open Subtitles | من الأفضل أن تأتي الآن لآن المتجر سيغلق الساعة السابعة |
Lütfen, benim çocuklarım saat yedide yatağa girse kendimi et suyuna banar, damda çıplak dans ederdim. | Open Subtitles | بربّكم، لو كان أطفالي ينامون الساعة السابعة لنقعت نفسي بصلصة اللحم ورقصت عارية على السطح |
Yarın sabah saat yedide seni alırım. Kesin. | Open Subtitles | سآتي لآخذك للمطار صباح الغد في الساعة السابعة صباحاُ بالضبط |
Rahibe Rosalia, lütfen affedin. Biliyorum, saat yedide demiştim. | Open Subtitles | الأخت روزاليا, سامحينى, انا اعرف اننى قلت الساعة السابعة |
Biralar yedide gelecek. Kat hemşireleri de şarap getirecek. | Open Subtitles | , حسناً , الجعة ستصل في الساعة السابعة و بعض من ممرضي الطابق سيحضرون نبيذاً |
Evet, Vijay? Yarın sabah yedide, şehir dışında bir alış veriş olacak. | Open Subtitles | غداً الساعة السابعة صباحاً سيتم تنفيذ الصفقة |
Akşam yedide orada olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المُفترض أن يكون هناك بحلول الساعة السابعة. |
Yarın. Gösteri yedide başlıyor. | Open Subtitles | بالغد , العرض يبدء ساعة سابعة |
Ryuzaki, eğer yediliden birinin Kira olma ihtimali varsa aralarından birisini ararsak yedide bir ihtimalle onu arayabiliriz değil mi? | Open Subtitles | ريوزاكي إن كان كيرا حقاً بين هؤلاء السبعة ففرصتي بالاتصال عليهم وأن يرد كيرا هي واحد على سبعة صحيح؟ |
Büyük ihtimalle çünkü onun yedide tiyatro dersi vardır, ve iptal etmek için çok geçtir. | Open Subtitles | فصل لتعلم التحدث بطريقه دراميه في تمام الساعه السابعه والوقت متأخر لكي تلغيه |
yedide başlıyor. Hemen gitmeliyiz. | Open Subtitles | سيبدأ العرض السابعة مساء... |
Eğer sonradan bu akşamki yemek için konuşmazsak, Tantra da saat yedide. | Open Subtitles | في حاله اننا لا نناقشه لاحقاً في عشاء الليله في مطعم تنترا ، في الساعه السابعة |