Dün gece yemekte bir beyefendinin yanında oturdum ve bana öfkeyle neden şehrimizin bu kendilerine yardımı olmayanlara yardım etmesi gerektiğini sordu. | Open Subtitles | الليلة الماضية، جلست بجانب رجل وسيم في العشاء و سألني في غضب لماذا يجب على مدينتنا أن تساعد الذين لا يساعدون أنفسهم. |
Size yemekte bir parça turta ikram ediyorlar diye kendinizi şampiyon sanıyorsanız yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم مخطؤن إذا اعتقدتم أنكم أبطال لأنهم يعطونكم قطعة فطيرة في العشاء أنتم مخطؤن |
yemekte bir şey söyleme. | Open Subtitles | جيد , لن تقولي ولاشيء في العشاء |
Ve bu leoparlar leş yemekte bir sakınca görmez. | Open Subtitles | و هذه النمور ليسوا أعلي مقاماً... من أن يقتاتوا من جثة. |
Ve bu leoparlar les yemekte bir sakinca gormez. | Open Subtitles | و هذه النمور ليسوا أعلي مقاماً... من أن يقتاتوا من جثة. |
Mary ile yemekte bir duyuru yapmayı planlıyoruz. | Open Subtitles | "ماري" و أنا عزمنا على القيامِ بإعلانٍ في العشاء |
- yemekte bir sorun mu var lordum? | Open Subtitles | -هل هناك خطب في العشاء يا سيدي؟ |