Bu sorunu çözmek amacıyla hükümetler, yeni araçlar kullanarak bütçelerini kamu için daha anlaşılabilir hale getirecek şekilde görselleştiriyorlar. | TED | لمعالجة هذه المشكلة، تستخدم الحكومات أدوات جديدة لتصور الميزانية حتى تصبح أكثر قابلية للفهم للجمهور. |
Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar için yeni araçlar elde edersiniz. | TED | تحصلون على أدوات جديدة للناس في العالم النامي. |
Arkadaşlarım Howard ve Michelle köy resifimi iyileştirmek için bana yeni araçlar verdi. | Open Subtitles | أصدقائي هاوارد وميشيل أعطوني أدوات جديدة لشفاء شعبة قريتي المرجانية |
Ancak bu sistemler yeni araçlar getirip, bunları hemen ve hızla denemek için bize olanak sağlıyor ve bu sürüleri yok edip kontrol sağlamamız için yardım ediyor. | TED | ولكن ما تسمح به هذه النظم لنا هو إدخال أدوات جديدة واختبارها على الفور، وبسرعة كبيرة، ومعرفة مدى قدرتنا على سحق هذه الأعداد أو السيطرة عليها بطريقة أو بأخرى. |
Bunun için yeni araçlar gerekli. | TED | يتطلب هذا أدوات جديدة. |