Buralarda bir yerde bir portal var. Tek gereken onu bulmak. | Open Subtitles | ثمّة بوّابة بالجوار في مكان ما يجب أنْ نعثر عليها ببساطة |
Buralarda bir yerde bir portal var. Tek gereken onu bulmak. | Open Subtitles | ثمّة بوّابة بالجوار في مكان ما يجب أنْ نعثر عليها ببساطة |
Burada ya da başka bir yerde bir kızı eğitmek isteyen birini bulacaksın. | Open Subtitles | يمكنكِ العثور على مدرب في هذه الصالة أو في مكانٍ آخر وسيرحب بتدريبك |
Fakat geldiğim yerde bir erkek ilk olarak kadınına sahip çıkar. | Open Subtitles | ولكن من حيث جئت, فإن الرجل يعتني بفتاته أولاً قبل العمل |
Bu da onun dışarıda bir yerde, bir sonraki kurbanını... avlamaya çalıştığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنه بالخارج هناك بمكان ما يتصيد ضحيته التالية |
Kimse duymadan, güvenlik görevlisini alt edip, yerde bir delik açmamız gerek. | Open Subtitles | حسناً ، علينا أن نهتمّ بالحارس ونفجّر حفرة في الأرض دون أن يسمع أي شخص أي شيء |
Belki bir yerde bir eşikte ya da bir tepede duruyordur. | Open Subtitles | ربما يقف على المدخل فى مكان ما أو على قمة تل |
Dışarıda bir yerde bir kökeni öldürebilecek güçlü bir silah var. | Open Subtitles | يوجد في مكان ما سلاح مراوغ بوسعه قتل مصّاص دماء أصليّ. |
Ve bugünkü konuşma beyinle ilgili -- Hey! Oralarda bir yerde bir "beyin hayranı" var. | TED | و محاضرة اليوم ستكون عن الأدمغة و، نعم, في مكان ما هناك لدي معجب بالدماغ. |
Çin'in oralarda bir yerde bir balık çene geliştirip çenesiz balıkların, deniz akreplerinin ve dallanan planktokların neslini bitmeye götürdü. | TED | طورت الأسماك فكاً في مكان ما حول الصين، ودفعت سلالات الأسماك عديمة الفك، عقارب البحر والعوالق إلى الانقراض. |
Afrika'da bir yerde bir ape yeni büyük savana üstünde yürümeye başladı. | TED | في مكان ما في أفريقيا، بدأ القرد يمشي خلال السافانا الجديدة. |
Çok şey istemiyorum, sadece gece ayazından korunacağım herhangi bir yerde bir oda. | Open Subtitles | لستُ أحتاج الكثير، مُجرّد غرفة في مكانٍ ما بعيدة عن هواء الليالي الباردة. |
Hava biraz serin. Beraber, bir yerde bir kadeh bir şey içebilir miyiz? | Open Subtitles | الجو بارد قليلا هنا هلّا توقفنا في مكانٍ ما وتناولنا شراباً ؟ |
Ve bir yerde bir kanamayı gözden kaçırmış mıyız görmek için gözlerine floresein anjiyogram yapın. Ve bir de, evlerine kim giderse, bana bilgisayarlarını getirsin. | Open Subtitles | وقم بتصوير وعائي مع الفلوروسين للعينين لنتأكد ما إذا كنّا تجاهلنا نزفاً في مكانٍ ما وبالنسبة إلى من يذهب منكم إلى بيتها |
Bizim geldiğimiz yerde, ...bir yılda 365 gün vardır. | Open Subtitles | من حيث جئنا هناك 365 يوم في السنة الواحدة |
Bu tatlı şeylerden geldikleri yerde bir sürü var, şekerim. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء الحلوه من حيث اتى ذلك يا عزيزتي |
Bir yerde bir yanlışlık vardı. Kafamdan atamıyordum. | Open Subtitles | كان هنالك شيء خاطئ بمكان ما لم استطع إخراجه من رأسي |
Müdür ofisinin üstünden yerde bir delik açtık. | Open Subtitles | .. من أعلى مكتب المدير فتحنا حفرة في الأرض |
İşim gereği dünyanın her tarafına gittim henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda acının var olduğu her yerde bir iyileşme potansiyeli de vardı. | TED | عملى أخذني بجولة حول العالم، ولم أضع قدما بعد فى مكان لا يوجد به ألم ففيها جميعها تكون جهود المعالجة غائبةً بالكامل. |
Babam yerde bir şey bırakırsam çılgına döner. | Open Subtitles | أبّي يصبح مجنونًا إذا تركت أيّ شيء على الأرضية. |
Benim geldiğim yerde, ispiyoncu olmak senin geldiğin yerde bir insana Nazi olmayı sormak gibi bir şeydir. | Open Subtitles | أن أكون واشياً، من حيثُ أتيت ذلك مثل سؤال شخص من أين أصله كيّ يصير نازياً لعيناً |
yerde bir şeyler var. | Open Subtitles | شئُّ ما على الأرض. |
Ve genelde yaptıkları iş yapmak için bütün bu insanların bir yerde bir araya gelmeleri gerektiğine karar vermek. | TED | ما يفعلونه بالضبط , أنهم يقررون إن كل هؤلاء الناس في حاجة للعمل معا في مكان واحد للقيام بذلك العمل. |