Yeterli zaman yoktu, Müfettiş. Yeniden aramasını umut etseniz iyi olur. | Open Subtitles | لا وقت كافي ايها المفتش آمل ان يتصل مجددا |
Ana gemiye yanaşmak için Yeterli zaman yok. | Open Subtitles | ليس هناك وقت كافي للهبوط على متن السفينة الأم |
Thor'u aldıktan sonra çıkmamız için Yeterli zaman. | Open Subtitles | انه وقت كافي للخرج من هنا بعد أن نحصل على ثور |
Şu ana kadarki davranışlarınızın muhasebesini yapmaya Yeterli zaman bulacağınız çalışma kamplarına gönderileceksiniz. | Open Subtitles | وجميعكم ستحبسون وستذهبوا إلى معسكرات العمال وسيكون لذيكم الوقت الكافي لتفكروا بشناعة فعلتكم |
Yeterli zaman verilirse, yemeğini bile ellerimle yediririm ona. | Open Subtitles | .. أعطني وقتاً كافياً .و يمكنني أن أجعلها تلتقط الطعم من يدي |
Cevap için 3 Cevap için 2 Cevap için 1 Son hücredeki tam tavşan sayısını hesaplamak için Yeterli zaman yok. | TED | الحل خلال 3 ثواني خلال ثانيتين خلال ثانية واحدة لا يوجد وقت كافٍ لحساب عدد الأرانب في آخر خلية. |
Bilmiyoruz çünkü bu yazıların ne kadar etkili olacağını öğrenmek için Yeterli zaman geçmedi, sonuçta zaman gerektiren bir süreç. | TED | ونحن لا نعرف، لأنه لم يمر وقت كاف حتى الآن لمعرفة مدى تأثير تلك الأوراق يستغرق وقتا للحصول عليها |
Catlin'in yerine girmek için aşağı yukarı Yeterli zaman. | Open Subtitles | حول ما يكفي من الوقت بالنسبة لي للوصول الى لكاتلين. ربما. |
Yeterli zaman aralığında, her birinin takip ettiği bir şablon oluşturulabilir. | Open Subtitles | بمرور وقت كافي من الممكن ان تدرك بوضوح النمط الذي سيتبعه كل منهم |
Ateşleme tertibatını kurmak için Yeterli zaman yoktu ki bu da uzaktan kontrolle yapıldığı fikri verir. | Open Subtitles | صحيح, ليس هناك وقت كافي أيضاً لإستخدام الاسلاك مما يترك لنا |
işin tek sorunu eşim ve çocuklarıma Yeterli zaman ayıramıyor oluşum. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة بتلك الوظيفة هو انني لا امتلك وقت كافي لزوجتي وأطفالي |
Babamın avukatı, bir men kararı çıkarmak için Yeterli zaman olmadığını söyledi. | Open Subtitles | محامين أبي يقولون أنه ليس هُناك وقت كافي لتقديم أمر قضائي |
Bana planı söylemen için Yeterli zaman olacak mı? | Open Subtitles | هل سيكون هناك وقت كافي لأفهم الخطة؟ |
"Gerekli yazı malzemelerini almanız için Yeterli zaman vermediysek üzgünüz. | Open Subtitles | "نحن آسفون إن لم نعطكم وقت كافي" "لتحصلوا على الأدوات الضرورية للكتابة" |
korkunun nasıl hissedildiğini, fakat korkularımızın ne anlama geldiğini düşünmek için Yeterli zaman harcadığımızdan emin değilim. | TED | نعلم كيف يكون الشعور بالخوف ولكني أشك في أننا نقضي الوقت الكافي للتقكير في معنى مخاوفنا |
Yeterli zaman verildiğinde en tehlikeli rakiplerimizin bile en yakın arkadaşlarımız olabileceğini bilmek çok güzel. | TED | ومن المحفز لنا معرفة أنه بمرور الوقت الكافي يمكن ان يتحول أخطر منافسينا إلى أعز أصدقائنا. |
Bana onu ikna etmek için Yeterli zaman verin, veya en azından denemek için. | Open Subtitles | اعطني الوقت الكافي لاقناعه او على الاقل لاحاول |
Ölüşünün üzerinden Yeterli zaman geçti mi bilmiyorum. Ne söylediğimi bilmiyorum! | Open Subtitles | لا أعرف ان مرّ وقتاً كافياً لا أعرف ماذا اقول |
Basını bilgilendirip, onlara yayın zamanını haber vermeleri için Yeterli zaman vereceğim. | Open Subtitles | ,سأعلم المؤسسات الإعلامية لأعطيهم وقتاً كافياً لترتيب أمورهم |
Hanımefendi, tek istediğimiz savunmamızı yapmak için Yeterli zaman. | Open Subtitles | سيدتي، كل ما نطلبه هو وقت كافٍ لتقديم حجتنا |
Onları şu adanın çöllük tarafına bırakarak Yeterli zaman kazanalım. | Open Subtitles | لدينا وقت كاف لإنزالهم فى بقعة معزولة على الجزيرة |
Bazı şeyleri biraraya getiririm ve böylece Yeterli zaman kalır. | Open Subtitles | نوعاً ما ، التمسك بكل شيء معا بحيث يكون هناك ما يكفي من الوقت |
Yeterli zaman verilirse çıkış yolunu bulurum. | Open Subtitles | ،لو أمهلتني وقتًا كافيًا فسوف أجد طريق الخروج |