Ağaç damarlarında yetişen bir mantarda bulunan bir tür toksin. Hatta çavdarda bile var. | Open Subtitles | إنه سم يوجد في الفطريات ينمو في الحبيبات حتى في النبات |
Belki de satın alabileceğiniz bir şey. Doğada yetişen bir şey. | Open Subtitles | شيء يمكنك الحصول عليه ينمو في الطبيعة |
Ve aslında, dünyanın her yerinde yetişen bir bitki-- yuka, tapyoka, manyok, kasava, aslında hepsi aynı şey-- çok fazla nişastalı köklü bir bitki. | TED | في الواقع انه ينمو في جميع أنحاء العالم -- "يوكا", "تابويكا", "مانيوك", "كاسافا", كلها سواء -- فهو خضار جذوري نشوي جداً. |
İnanın ya da inanmayın, tütün bitkisinin hücrelerinde yetişen bir maddeyle, gribe karşı bir aşı geliştirme denemeleri devam etmekte. | TED | صدق أو لا تصدق، بأن هنالك محاولة مخبرية جارية للقاح ضد الانفلونزا التي كانت تنمو في خلايا نبات التبغ. |
Çölde yetişen bir çiçek. Gezegenin en berbat yerinde. | Open Subtitles | الأزهار البريّة تنمو في الصحراء أكثر مناطق الكوكب فظاعةً |
Bin yaprak. Her yerde yetişen bir ottur ama faydalı olabilir. | Open Subtitles | الألفيّة، نبته ضارّة تنمو في كلّ مكان لكنّها قد تفيد. |
Orta Avrupa'da yetişen bir bitki. | Open Subtitles | نبات ينمو في أوروبا الوسطى |
Herhalde kitaplar arasında yetişen bir bitki. | Open Subtitles | أعتقد أنه نبات ينمو في الكتب |
Kurbanlarının üzerine imza niyetine Kolombiya'da yetişen bir çiçeği çiziyor. | Open Subtitles | إنهيُوصمضحاياهبزهرة.. تنمو في كولمبيا |
Okyanusta yetişen bir su yosunundan yapılır. | Open Subtitles | أستخلص من الطحالب التي تنمو في المحيط |
Dediğim gibi, sadece karanlıkta yetişen bir çiçek var. | Open Subtitles | كما قلت، هنالك زهرةٌ تنمو في الظلام. |
Ama elimde Beverly Grey'in kan raporu var. Bahçenizde yetişen bir bitki tarafından öldürüldüğünü kanıtlıyor. | Open Subtitles | ولكن عندي تحليل دم لـ(بفرلي غرَي) يثبت أنّها قُتلَت بنبتةٍ تنمو في مشتلكِ |
Bu tahta, Girit'de yetişen bir zeytin ağacına ait. | Open Subtitles | مصدر الخشب هو شجرة زيتون تنمو في جزيرة (كريت) اليونانية. |
Amazon'da yetişen bir bitki var. | Open Subtitles | ووجدتُ أن ثمّة عشبة تنمو في "الأمازون" |