- Yezit bu cuma için Şii ve Sünni liderlerle bir görüşme ayarlamıştı. | Open Subtitles | (يزيد) نظّم إجتماعا بين قادة "السنّة" و "الشيعة" هذه الجمعة. |
İşleri bitince Yezit'in masum olduğunu görecekler. | Open Subtitles | وعندما يفعلون، سيرون أنّ (يزيد) كان بريئا. |
Bay Ebu Selam, Yezit'in şirketteki görevi neydi? | Open Subtitles | يا سيّد (أبو سلوم)، ماذا كان يعمل (يزيد) في هذه الشركة؟ |
Yezit'in odasını ve girebildiği tüm bilgisayarları da inceleyeceğiz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى تفحص مكتب (يزيد) وأيّ حاسوب يستطيع الوصول إليه. |
Yezit'in boğaz ve ağzının tomografisi gerekir. | Open Subtitles | كان يجب عليه فحوص مقطعية لفم وحلق (يزيذ). |
Yezit'in niye öldüğünü söyleseniz, buna gerek kalmayabilir. | Open Subtitles | ربّما لن تحتاج واحدة إن إخبرتني لماذا توفي (يزيد) أيّها العميل (غيبز). |
Yezit'in şirket sunucularındaki klasörlerini yüklüyorum. | Open Subtitles | وماذا عنك؟ أنا أنهي تحميل كل المجلدات التي أبقاها (يزيد) في خادمات الشركة. |
Yezit'in DVD'deki sesi üstte, telefondaki ses altta. | Open Subtitles | حسنا، صوت أقراص (يزيد) في الأعلى، والمتصل في الأسفل. |
Cassidy'nin ekibi o binaya girdiğinde Yezit hala hayattaymış. | Open Subtitles | (يزيد) كان مايزال حيا عندما دخل فريق (كاسيدي) إلى المبنى. |
Şu ana kadar neler buldunuz? Yezit Fahad. Eski Amerikan denizcisi. | Open Subtitles | (يزيد فهد)، جندي بحرية سابق إتصل بخطّ معلوماتنا لتحذيرنا بشأن هجوم إرهابي محتمل. |
İkisi de Yezit intihar yeleğini patlattıktan saniyeler sonra öldü. | Open Subtitles | وكلاهما توفيا بعد ثوان عندما فعّل (يزيد) سترته المتفجرة. |
Yezit'in ölüm sebebini belirlemekte geciktiğim için özür dilerim ama bomba bize inceleyeceğimiz pek bir şey bırakmamış. | Open Subtitles | أعتذر عن التأخير في تحديد السبب الحقيقي لوفاة (يزيد)، لكنّ القنبلة لم تترك الكثير لنعمل عليه. |
- Ducky hala Yezit'in bomba patlamadan önce öldüğünü söylüyor. Abby de hayatta olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (داكي) مازال يقول أنّ (يزيد) كان ميّتا عندما إنفجرت القنبلة، و(آبي) تقول أنه كان حيّا. |
Irak'ı nasıl mahvettikleri konusunda Yezit'le tartışmıştı. | Open Subtitles | كان دائما يتجادل مع (يزيد) حول كيف أنّهم يدمرون (العراق). |
Hollanda. - Bu Umar, Yezit'in sesine çok benziyor. | Open Subtitles | هل أنا وحدي أم أنّه يشبه صوت (يزيد فهد)؟ |
Yezit'in ölüyken nasıl telefon ettiğini açıklıyor değil mi? | Open Subtitles | هذا يفسّر كيف أنّ (يزيد) كان يفوم بالإتصالات وهو ميت، اليس كذلك؟ |
Yezit'ti. Sünni Şii barış konferansına engel olmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | بل هو (يزيد)، كانوا يحاولون إيقاف مؤتمر السلام بين السنة والشيعة. |
- Ama şanslıyız ki Yezit kafasını kaybetti. | Open Subtitles | لكن من حسن حظّنا، أنّ (يزيد) فقد رأسه حرفيّا. |
Yezit donanmanızda geçirdiği zamanı öve öve bitiremezdi. | Open Subtitles | لطالما كان (يزيد) يتحدث بفخر حول الوقت الذي كان فية ببحريتكم. |
Yezit ve Cassidy'nin ekibi için bir merasim yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يقيموا مراسم لـ(يزيد) و فريق (كاسيدي). |
Yezit'in binaya girdiğini görmemişsin. | Open Subtitles | أنتِ لم تري (يزيذ) يدخل غلى المبنى. |