"yoksulluğa" - Traduction Turc en Arabe

    • الفقر
        
    • للفقر
        
    Kuraklık, bu küçük köyü yoksulluğa sürüklüyor ve açlığın kıyısına. TED الجفاف دفع بالقرية الصّغيرة نحو الفقر و على شفا المجاعة.
    Çocuklarını felç bırakıp, ailelerini daha da yoksulluğa sürükler. Çünkü aileler umutsuzca araştırıp, sahip oldukları küçük birikimlerini, umutsuzca, çocuklarına bir tedavi bulmak için boş yere harcıyorlar. TED و يصيب أطفالهم بالشلل، و يجر عوائلهم، أكثر نحو الفقر و الحرمان لأنهم يبحثون بعناء و يصرفون القليل المتبقي من مدخراتهم يحاولون بأقصى قدراتهم ليجدوا علاجا لأطفالهم.
    Yoksulluk sıtmaya sebep olurken sıtma da başlı başına yoksulluğa sebep oluyor. TED فالفقر يسبب الملاريا ولكننا ندرك اليوم كذلك أنّ الملاريا تسبب الفقر
    Gelişen dünyada temel hukuki yaptırımın bozulması yoksulluğa karşı küresel savaş için büyük bir öncelik olacağını düşünürdünüz. TED لذلك ستعتقد أن تصحيح الخلل في تطبيق القانون في الدول النامية سيكون أولوية عظمى في الكفاح العالمي ضد الفقر.
    Birincisi: yoksulluğa karşı mücadelede şiddeti durdurmayı zaruri yapmaya başlamalıyız. TED أولًا: يجب علينا البدء بجعل وقف العنف أمر لا مفر منه لمكافحة الفقر.
    Harika annem yüzünden, çevremdeki yoksulluğa rağmen hayal etme kabiliyeti edindim. TED ولكن بفضل والدتي الرائعة، كان من الممكن أن أحلم بالرغم من الفقر الذي كان يُحيط بي.
    İklim krizini halletmezsek eğer, Uganda'da yoksulluğa karşı savaşma planları çözülmeden kalacak. TED فخطط القضاء على الفقر في أوغندا تعتبر جدلية إذا لم نحل قضية المناخ
    Aşırı yoksulluğa karşı savaşta dayanabileceğimiz üç adet kaldıraç var. TED أنا اؤمن أنه فى نضالنا ضد الفقر المدقع هنالك ثلاث عتلات قوية نستطيع الاتكاء عليها.
    Bu dünyada aşırı yoksulluğa bir son verelim. TED دعونا ننهي مشكلة الفقر في تلك المرحة من الحياة.
    12 yaşımda savaşa, ailemde yoksulluğa, 22 akrabamın korkunç biçimlerde öldürülmelerine ve ayrıca büyük erkek kardeşimin öldürülmesine tanıklık ettim. TED عشت أجواء الحرب في سن 12 سنة، الفقر المدقع مع عائلتي، ووفاة 22 من أقاربي بطرق بشعة، وكذلك مقتل أخي الأكبر.
    yoksulluğa son vermekten kapsayıcı şehirlere, sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarına, bütün olarak dünyamızın geleceği için kapsamlı bir plan. TED سبعة عشر هدفًا يتراوحون من إنهاء الفقر إلى مدنٍ شاملة لكل شيء ومصايد أسماك مستدامة؛ خطة شاملة لمستقبل العالم.
    Hatta dünyada yoksulluğa son vereceğiz demeliyiz. TED في الحقيقة نود القول بأننا سوف نقضي على الفقر في كل العالم.
    Onların kendi zamanlarındaki yoksulluğa katlanamamış olması gibi o da mutsuzluğun, bu gezegenin geçmişinde var olmuş olmasına katlanamıyor. Open Subtitles الفكرة التي تقول بأن الحزن وجد في ماضي كوكبه غير محتملة بالنسبة له كما لا يحتمل وجود الفقر في الوقت الراهن
    Suçlu, yoksulluğa olan aşkı zenginlik ve mülkiyeti insafsızca bir şekilde yıkımla karıştırdığı için. Open Subtitles وهو مُذنب لأنه خلط خلط حب الفقر مع التدمير الأعمى للثروات والممتلكات
    Mutlak zenginlikten mutlak yoksulluğa düşüş bir insanı çıldırtmaya yeterdi. Open Subtitles من الثراء الفاحش إلى الفقر المدقع هذا يكفى لدفع أى شخص إلى الجنون
    Mücadeleyi kazandık, tüm dünyadaki... sadece, bize zarar verenlere karşı değil yoksulluğa, çevre kirliliğine... Open Subtitles لقد فزنا في معارك و انتهت الحرب , ليس فقط ضد من يؤذونا , بل ضد الفقر
    Ben yoksulluğa, adaletsizliğe ve açgözlülüğe karşı savaşıyorum. Open Subtitles أنا مكافحة ضد الفقر والفساد والظلم والجشع
    Bu topluluklar literatürde, günde bir dolardan azla geçinen, yoksulluğa son veren programların hedefi olurlar. TED تلك هي المجتمعات الذي يتحدث عنها الأدب يعيشون على أقل من دولار واحد في اليوم، و أصبحت هى الأهداف من برامج القضاء على الفقر.
    Chris Anderson benden yoksulluğa karşı son 25 yıllık mücadelemi TED için 10 dakikaya sığdırmamı istedi. TED سألني كريس اندرسون إذا كان في استطاعتي أن أضع أخر ٢٥ سنة من حملة مكافحة الفقر في ١٠ دقائق لـ TED.
    Elbette yeteri kadar yapmadığımızı, yaptıklarımızın ise yeterli etki sağlamadığına yönelik eleştirilere yer var ama, doğrusu şu: Küresel yoksulluğa karşı verilen savaş insanlık tarihi boyunca şefkat duygusunun görüldüğü en kapsamlı, en uzun süre devam eden olaydır. TED الآن هناك الكثير من الانتقادات، بأننا لم نقوم بما فيه الكفاية، وإن ما قمنا به لحد الآن ليس فعَّالًا كفاية لكن الحقيقة هي كالآتي: الكفاح ضد الفقر العالمي هو أكبر، وأطول ظاهرة إنسانية في التعاطف في تاريخ الجنس البشري.
    Şimdi, gerçekten yoksulluğa ve dünyanın diğer birçok büyük sorununa çözüm bulmakla ilgileniyorum, çünkü bu sorunlar var. TED الآن ، أنا مهتمة حقًا أن نجد حلولًا للفقر و المشاكل الأخرى الكبيرة في العالم لأنها موجودة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus