Biliyorum, emeklilik olayıyla başa çıkmak zor ama bununla başa çıkmak için, yaşlı adamları eve sokak köpeği gibi tıkıştırmaktan başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | انا أعلم انه من الصعب التعامل مع التقاعد ولكن يجب عليك إيجاد طريقة أخرى للتعامل معه دون جمع رجال كبار ككلاب ظالة |
Jodi'yi onun hayatında tutmak için bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | عليك إيجاد طريقة لوضع " جودي " في حياتها |
Tamam, başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | حسنا , عليك إيجاد طريقة آخري |
Yanıma gelecek bir yol bulmalısın. - Dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة لتكون معي هل تفهم ما أقوله؟ |
Başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تعتقله هكذا عليك أن تجد طريقة أخرى |
Şimdi yönetimin toplantısının başka bir yerde yapılması için bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | الآن عليكِ فقط أن تجدي طريقة لتنقلي إجتماع المجلس إلى هنا |
- Üzgünüm! Bir yol bulmalısın! | Open Subtitles | أنا آسفة جدا يجب أن تجدي طريقة للخروج |
Sheldon, Penny'le uğraşmak için daha iyi bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | شيلدون, عليك أن تجد طريقة أفضل للتعامل مع بيني |
Neyse, bence stresini hafifletmek için bir yol bulmalısın içini döküp rahatlayacak, seni eğlendirecek bir şey. | Open Subtitles | على أي حال أظن أنك تحتاج أن تجد طريقة للتخلص من التوتر وللترويح عن نفسك والمرح قليلًا |
Karınla iletişim kurmak için daha iyi bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | لابد أن تجد طريقة أفضل للتواصل مع زوجتك |
Başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | لابد أن تجدي طريقة أخرى. |