Bulmak için uzun bir yolculuk yaptık, şimdi burada tam karşımızda. | Open Subtitles | سافرنا بعيداً للعثور عليه و هي تنتظرنا هنا |
- Ama bütün dünya bunu konuşuyor. Uzayın öbür ucuna yolculuk yaptık. | Open Subtitles | العالم بأكمله يتحدث عن هذا لقد سافرنا عبر الفضاء |
Seni boyut kapısından geçirip getirdim. Zamanda yolculuk yaptık! | Open Subtitles | سحبتك خلال بوابة متعددة الأبعاد لقد سافرنا عبرالزمن |
Birlikte uzun bir yolculuk yaptık. | Open Subtitles | لقد إرتحلنا لمسافات طويلة معا |
Bizler uzaklardaki Bonnie Kabilesinden uzun bir yolculuk yaptık. | Open Subtitles | لقد إرتحلنا من أراضي عشيرة (بوني) البعيدة |
Bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum, fakat biz zamanda yolculuk yaptık. | Open Subtitles | أنا أعرف أنا هذا صعب الفهم لكن سفرنا للوراء بالزمن |
Ve az önce zamanda 5000 yıl geriye yolculuk yaptık. | Open Subtitles | وقد سافرنا للتوّ إلى 5 آلاف سنة |
Şehrimiz olan Şiraz'dan Tahran'a yolculuk yaptık. | Open Subtitles | سافرنا من مدينتنا شيراز إلى طهران |
Tanrım. Başardık! Zamanda yolculuk yaptık. | Open Subtitles | يا إلهي, لقد فعلناها سافرنا عبر الزمن |
Uzayın çok farklı bir bölgesindeyiz. yolculuk yaptık. | Open Subtitles | نحن في مكان مختلف من الفضاء لقد سافرنا |
Tabii ki hayır. Avustralya'ya yolculuk yaptık. | Open Subtitles | لا، بالطبع لا لقد سافرنا إلى استراليا |
Ayrı odalarda yolculuk yaptık. | Open Subtitles | سافرنا في أكواخ منفصلة |
- 10 saatlik yolculuk yaptık. | Open Subtitles | -لقد سافرنا من فورنا لمدّة عشر ساعات . |
Bizler uzaklardaki Bonnie Kabilesinden uzun bir yolculuk yaptık. | Open Subtitles | لقد إرتحلنا من أراضي عشيرة (بوني) البعيدة |
Az önce zamanda 5000 yıl geriye yolculuk yaptık. | Open Subtitles | و للتو سفرنا عبر الزمن لخمسة آلاف سنة |