"yolunun" - Traduction Turc en Arabe

    • الطريقة
        
    • طريق
        
    • طريقك
        
    • الوسيلة
        
    • طريقة
        
    • السبيل
        
    • وسيلة
        
    • الطريقه
        
    • دربك
        
    • الممشى
        
    • السكة
        
    • والطريق
        
    • الطريق السؤيع
        
    • الحلّ
        
    • أنت في الزقاق
        
    Bana doğru cevapları almanın tek yolunun doğru sorular sormak olduğunu öğrettiler. TED علّموني أن الطريقة الوحيدة للحصول على الأجوبة الصحيحة هي طرح الأسئلة الصحيحة.
    Bazı insanlar, kendi hatalarını kapatmanın en iyi yolunun, Jack'ten kurtulmak olduğunu düşündüler. Open Subtitles أشخاص معينين إعتقدوا أن الطريقة المثلى ..للتغطية على أخطائهم هي التخلص من جاك
    Yani annenden kaçmanin tek yolunun ölüm oldugunu mu düsünüyorsun? Open Subtitles إذن تعتقدين أن الموت هو الطريقة الوحيدة للهروب من والدتك؟
    Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince. Open Subtitles نحن المسافرون في طريق الحب سوف نلتقي مجدداً في طريقنا
    Dağ yolunun 5 kilometre ötesinde çitlerle çevrili bir yer var. Open Subtitles هنالك فجوة في السياج على بُعد ثلاثة أميال على طريق الجبل
    Çıkış yolunun üstünde. Kapıda adı var. Hemen şurada. Open Subtitles في طريقك إلى الخارج ، الإسم مكتوبعلىبابالمكتب.
    Çünkü dışarı çıkmanın tek yolunun güçlerimi almana izin vermek olduğuna inanmamı istediniz. Open Subtitles لأنـّكِ وددتِ أنّ تقنعينى أنّ الطريقة الوحيدة لأخراجي ، هي بأخذ كل قواي.
    Onları yok etmenin yolunun U.V. ışınları olduğuna ikna olmuş değilim. Open Subtitles لستُ مقتنعةً أنّ الضوءَ فوق البنفسجيّ هو الطريقة الأنجع للقضاء عليه.
    Hastanıza yardım etmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyorsa yapar. Open Subtitles ان كان يظن ان تلك هي الطريقة الوحيدة لمساعدة مريضكم
    Onlardan kurtulmanın tek yolunun hızlıca öldürmek olduğunu zor yoldan öğrendik. Open Subtitles تعلمنا بالطريقة القاسية أن الطريقة الوحيدة للتعامل معهم كانت قتلهم بسرعة
    Öyle eski bir zemini onarmanın tek yolunun söküp tekrar yapmak olduğunu söyledi. Open Subtitles قال الطريقة الوحيدة لإصلاح أرضية متهالكة كهذه هي نزع ألواح الأرضية واستبدالها كلها
    O da, yaratıcılığı geliştirmenin tek yolunun çok erken yaşlardan itibaren çocuklara olaylara farklı açılardan bakmayı öğretmekten geçtiğidir. TED ألا وهو.. أن الطريقة الوحيدة لتعليم الإبداع هو تعليم الأطفال وجهات النظر في المرحلة المبكرة.
    Evde bir grup genç çocuk vardı. Hayatımda çok büyük bir önemi olan bu kişiyi tanıyabilmelerinin tek yolunun bu kayıt olduğunu biliyordum. TED لدي مجموعة من الأبناء الصغار في المنزل أدركت أن الطريقة التي بها فقط يمكنهم معرفة هذا الرمز الشامخ هي تلك الجلسة.
    Bağlılıklarını güçlendirip gözlerine girmenin yolunun yiyecek stoklarını tehdit etmekten geçtiğini de biliyordu. Open Subtitles و هو يستطيع تقوية تبعيتهم و اكتساب حظوتهم عن طريق تهديد مؤنهم الغذائية
    Bu projeye ihtiyacımız olduğunu, bunun önemli olduğunu, ülkemiz için ilerleme yolunun bu olduğunu söyleyen Honduras başkanı tarafından çağırıldım. TED لذلك سئلت من قبل رئيس الهندوراس من قال اننا علينا القيام بهذا المشروع, هذا مهم, قد يكون هذا طريق تقدم بلدنا.
    İlginç bir şekilde bu İpek yolunun da uzunluğuna eşittir. TED في التماثل الغريب، هذا هو أيضا طول طريق الحرير
    yolunun üzeri değil Bu kadar sıkıntıya girmeni isteyemem. Open Subtitles إننا بعيدون عن طريقك العادى ولا أود إزعاجك.
    - O sırada, şehri kurtarmanın tek yolunun bu olduğunu düşünmüştük. Open Subtitles فى هذا الوقت ، كنا نعتقد أنها الوسيلة الوحيدة لإنقاذ المدينة
    Uzun süredir, bilgiye ulaşmanın yolunun bilgi vermek olduğuna inanırım. Open Subtitles اعتقدت طويلا اننا افضل طريقة للحصول علي المعرفة هو اعطائها
    Aileleri kurtarmanın tek yolunun bu olduğuna inanarak insanlara ihanet ettim! Open Subtitles قمت بخيانة اشخاص معتقد ان هذا هو السبيل الوحيد لإنقاذ العائلات
    Bunu yapmanın en kısa yolunun, ona istediklerini vermek olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أن أسرع وسيلة لحدوث هذا هو أن نعطيه ما نريد
    Aslında öyle bir şey yapmadılar. Sadece seninle çıkabilmemin tek yolunun bu olduğunu düşündüler. Open Subtitles لم يفعلوا لقد شعروا انها الطريقه الوحيده لأفوز بمواعدتك
    yolunun seni yardımının en fazla dokunacağı yere getirmesine sevindim. Open Subtitles مسرور أنّ دربك جلبك هنا حيث يمكنك أن تساعد أكثر
    Örnegin kosu yolunun kapanmasi, GED programinin kapanmasi muadil ilaçlara geçis yapilmasi. Open Subtitles إغلاق الممشى مثلا وإلغاء البرامج التعليمية تغيير الأدوية , ومايشابه هذه الأمور
    Demir yolunun diğer tarafında bir kokteyl partisi arayacağız. Open Subtitles عن نبحث ان الان علينا عظيم كوكتيل حفلة الحديد السكة من الاخر الجانب فى
    Çünkü biliyordum, aramızdan biri olduğunu biliyordum ve ondan kurtulmanın tek yolunun bizimle birlikte hapsetmek olduğunu biliyordum. Open Subtitles لأنني كنت أعرف أنه معنا والطريق الوحيد للتخلص منه هو حبسه معنا
    Olive ile çevre yolunun oradayız. Open Subtitles نحن بقرب الطريق السؤيع و (أوليف).
    Yani insanlığını geri açman konusuna katılıyorum ama bunu yapmanın yolunun sana acı çektirmek olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles أوافقهماأنّكِبحاجةلإيقاظإنسايّتك... لكنّي لا أظنّ إنزال الألم بكِ هو الحلّ
    Yani cinayetin olduğu gece, Bundy yolunun arkasındayken Nicole Brown Simpson'un evinin yakınında bir gürültü mü duydunuz? Open Subtitles إذن، في ليلة الحادثة كنتَ أنت في الزقاق خلف مقرّ سكن "بوندي" وسمعتَ أصواتاً بقرب سكن (نيكول براون سيمبسون)؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus