Hem çeviri hem de geçişte bunlar kaybolmuştu, kendimle aramda köprüler kurma zamanımın geldiğini anlamıştım. | TED | كل هذا ضاع أثناء الترجمة والتحول، وعندما أدركت ذلك، قررت أن الوقت قد حان لأبدأ بناء جسور تربط بين شخصياتي. |
Saatin, gitme zamanımın geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | إن ساعتك تعتقد أن الوقت قد حان لأعود إلى منزلي |
Onlarla yakın dostlar gibiydik, ve orada, çölde... artık onları gömme zamanımın geldiğini anladım. | Open Subtitles | كنا كالأصدقاء المقرّبين وهناك، في الصحراء خطر لي أن الوقت قد حان للتخلص منهم |
Tanrı'nın benim kadın olma zamanımın geldiğini düşünmüş olması imkansız! | Open Subtitles | من المستحيل أن يرى الرب أن الوقت قد حان لأصبح امرأة. |
Sonunda benim de zamanımın geldiğini sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأن الوقت قد حان |