| Peki, bu da söylendiğine göre, çok çok kısa bir zamanımız var. O yüzden sunumunuzda olması gereken şeylerin bir üzerinden geçelim. | TED | إذن , كما قلنا سابقا , نحن لدينا وقت قصير جدا جدا. لذا دعونا نراجع الأمور التي يتوجب عليكم تضمينها في عرضكم الترويجي. |
| zamanımız var. Zamandan daha bol bir şeyimiz yok, değil mi Kaptan? | Open Subtitles | . نحن لدينا وقت لدينا جميع أوقات العالم ، أليس كذلك يا قبطان ؟ |
| Galiba birileriyle görüşene kadar harcanacak çok zamanımız var. | Open Subtitles | يبدو ان لدينا وقت لنهدره حتى نرى من جئنا لأجله |
| Tamam millet öğle yemeğinden önce bir çekim için zamanımız var. | Open Subtitles | الرجال ما يرام، لدينا الوقت واحد قبل أن نذهب لتناول الغداء، |
| Trenlerimiz kalkmadan önce sadece birer fincan çay içecek kadar zamanımız var. | Open Subtitles | فقط لدينا الوقت لكوب من الشاي قبل أن تتحرك القطارات |
| Ayakkabı ve birkaç giysi almam için zamanımız var mı? | Open Subtitles | هل هناك وقت حتى اشترى احذية و اغراض اخرى ؟ |
| Acele edin, çok zamanımız var ve görülecek çok az şey. | Open Subtitles | لكن أسرعوا رجاء، لدينا وقت كثير وعمل قليل |
| Çok az zamanımız var, biz kaybediyoruz. Beni dinleyin. | Open Subtitles | لدينا وقت قصير جداً نحـــن خســـرنـــا , أسمعـــونـــــي |
| Şimdi, Asgard sağolsun, bolca zamanımız var. | Open Subtitles | الآن، وشكراً للآسغارد لدينا وقت العالم كله |
| Ve bizim test yapacak kadar zamanımız var. | Open Subtitles | ولم يكن لدينا وقت كافى لإجراء اختباراتنا. |
| Biraz daha zamanımız var. | Open Subtitles | مازال لدينا وقت هنا يمكنك أن تشاهد البقية |
| Virüsü serbest bırakmalarından önce ülkeyi terkedebilecek kadar zamanımız var. | Open Subtitles | طالما فقط أن لدينا وقت يكفى لنغادر البلاد قبل أن يطلقوا الفيروس |
| Bunu engellemenin bir yolunu bulmak için hâlâ zamanımız var. | Open Subtitles | لازال لدينا وقت لنحاول ونعثر على طريقة لمنع هذا |
| Ama hayatım, artık dünya kadar zamanımız var. | Open Subtitles | لكن، عزيزتي الآن لدينا الوقت كلة في العالم |
| Değil mi? Kazanmak için hâlâ zamanımız var. Sadece bize yeni hareketler göster. | Open Subtitles | لا زال لدينا الوقت للفوز, فقط علمينا بعض الحركات الجديده. |
| Motorlu Taşıtlar 5:00'te kapanıyor, yani başka bir cinayet daha işlememesi için o kadar zamanımız var. | Open Subtitles | إذاً لدينا الوقت حتى ذلك الحين لنكتشف شيئاً آخر |
| Coşkunuza hayranım, ama sabırlı olun. zamanımız var. | Open Subtitles | روحكم المعنوية تؤكد ثقتكم لكن لا تتعجلوا , هناك وقت ومال كافى للجميع |
| Bunları yaşamak için hâlâ zamanımız var. Birlikte birşeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | هناك وقت لتعويض هذا يمكننا عمل بعض الاشياء سوية |
| Bolca zamanımız var. Sadece bir merhaba diyeceğiz. | Open Subtitles | أمامنا وقت طويل, فقط سنُلقى التحية عليها |
| - Çok az zamanımız var. - Hayır, sana izin veremem. | Open Subtitles | عندنا وقت قليل جداً = لا , لن أتركك تفتشني = |
| Sence ne kadar zamanımız var? | Open Subtitles | كم مِن الوقت أمامنا باعتقادك؟ |
| Hapishaneden kaçmakta öyle, biraz zamanımız var. | Open Subtitles | كذلك الهروب من سجن، لذا لدينا وقتٌ كافٍ. |
| 1.45'e yetişmek için çok zamanımız var. | Open Subtitles | سَيكُونُ لدينا متسع من الوقت لرحلة الـ 1: |
| Peki, bunu savaşmak zorunda. Hala zamanımız var. | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن تحارب هذا مازال لديك وقت |
| Sadece adaleti bulacak zamanımız var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الوقت للحصول على العدالة و حسب |
| Hala zamanımız var. | Open Subtitles | . . ما زال لدينا بعض الوقت لابد من وجود شئ مــا |
| Bu kötülük dünyayı ele geçirmeden önce ne kadar zamanımız var? | Open Subtitles | إذًا كم بقي أمامنا ريثما يغمر العالم هذا الشرّ؟ |
| Bu demek oluyor ki, o kaltağın maskesini sonsuza kadar düşürmek için.. ..yarın akşama kadar zamanımız var. | Open Subtitles | مما يعني أن أمامنا مهلة حتى منتصف ليلة الغد لكشف القناع عن هذه الحقيرة مرة وللأبد |
| Bankada acil durum jeneratörleri var. Elektrik kesildiği an 3 ile 6 dakika arasında zamanımız var. | Open Subtitles | البنك له مولّدات طاقة للطوارئ وهذا ما يجعل الطاقة تعود بعد 3 او 6 دقائق |
| Bence biraz daha saçmalamak için hâlâ zamanımız var. | Open Subtitles | حسنا اعتقد ان هناك بعض الوقت للمزيد منها |